Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BİLDİN Mİ ÖRTMENİM Getirdiler okula, ‘’öğretmenin işte bu’’ dediler, Ama örtmen ne işe yarar onu söylemediler, Valla örtmenim ilkin senden çok korktuydum. İlk sınıfa geldiğinde de pustum kaldıydım. Ama misafir şekeri gibi sözlerin varmış , Hiç bitmeyen bir sabrın ve sevgin varmış, Bizi içine alacak kocaman bir kalbin varmış, Anladım ki,senin
Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı – Cemal Süreyya Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Reklam
AŞK ÇİZGİSİ - ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Bütün yollar aşktan geçiyor, görüyor musun? Bir aşk çizgisi var her şeyden öte O çizgiden başka bütün çizgiler Aşkı tüketmede
Bazen çekip gidesim geliyor, öylesine içten… Neresi olursa olsun diyemem. Mutlaka bir deniz görmeli gözüm. Sol avucumda sıcak elleri olmalı yârimin. Yağmur yağarken ansızın, ne var ne yok toplayıp uzaklara… Bazen çekip gidesim geliyor, ansızın… Yaşama sebebimi sorguluyorum ard arda kendime sorduğum sorularla, fütursuzca… Neden burada olduğumu,
Leyla Erbil'in Onur Behramoğlu'ya gönderdiği mektupların 2009-2010 dönemine ait bölümünden derlenmiştir. 9 Temmuz 2009 onur'cuğum, ne hoş oldu seni elinde ritsos'unla tuzla'da görmek bilemezsin. turgut'u elbette tanıdım. tomris dolayısiyle de bir ara yakındık. çok iyi bir şair ama benim en çok edip'le yakın dostluğum vardı. belki duygusal
bırakıp gittin beni bütün kapılarda bütün çöllerde tek başıma kodun şafakta arayıp öğle vakti yitirdiğim vardığım hiç bir yerde değildin sensiz bir odanın sahrasını nasıl anlatsam hiçbir şeyin seni andırmadığı bir pazar kalabalığını denizde dalgakırandan da boşluğunu bir günün seslenip de senden cevap alamadığım sessizliği bırakıp gittin beni kalarak olduğun yerde hareketsiz her yerde bırakıp gittin beni gözlerinle düşlerin yüreğiyle bırakıp gittin beni yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin düşen hep ben oldum en küçük kımıldanışında senden başını çevirdiğin için ağladığımı görmedin hiç bana bakıp görmediğin için ben yokken içini çektiğin için ayağına düşen gölgene acıdın mı hiç sen ARAGON
Reklam
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
Merhaba nalân... bu sen misin Yoksa sen mi sandım; Biri çimdiklesin beni Şöyle ışığa gel de göreyim Beni dümdüz eden O yalandan da yalan gözlerini Merhaba nalân
-Ruh eşi nedir? -En iyi arkadaş gibi ama daha fazlası.Seni herkesten daha iyi anlayabilen dünyadakı tek kişi.Seni daha iyi bir insan yapan biri.Aslında,o seni iyi biri yapmaz bunu kendin yaparsın çünki sana ilham verir.Ruh eşi sonsuzadek yaninda olan kişidir.Seni tanıyan ve kabul eden.Herkesten önce sana inanan,kimse inanmasa bile inanan tek kişidirşVe ne olursa olsun onu hep seveceksin bunu hiçbirşey değiştiremez...
*kalemimden dökülenler Her şeyi sana yükleyemem elbette benimde hatalarım var. Birazcık ben beni biliosam kırıldığımdan daha fazla incitirim karşımdakini. O bal sözlerim zehir olur ikimize de. Mesela;aşkım yarıda kalır,yarınlarım ardımda yalnızlık bana kalır. Ölürüm diyemem ama yaşamında tadı tuzu olmaz. Öyle içten gülemem mesela. Bir tek nota hatırlatır seni bana. Dilim sussa da yüreğim hep anar seni. Nefesim bile boğazıma takılır. Yaşarım yaşamasına da hep bir şeyler eksik kalır ve sensiz olan her şey canımı acıtır..
Reklam
Ben top oynarken kara lastikten yapılma ayakkabı giymiş bir adamım. Ayağıma kara lastik ayakkabıyı giyebilmem için babam el arabasıyla pazarda kaç kilo domates satardı bilmiyorum, hiçbir zamanda bilemedim. Yağmurlu havalarda oluşan çamurda kayardı kara lastikten yapılma ayakkabı, birde ayağımın kenarını daima yara yapardı, kokusu ve esnekliği
“İnsan koskocaman bir canlı çöplüktür ki, insan denilen bu çöplüğün herhangi bir çöplükten ayrımı, en pis, en iğrenç olanının içinde bile, ama içinin ta bilinmeyen bir yerinde, dünyalar değerinde, değer biçilmez değerde bir cevherin, insanlık cevheri olan cevherin bulunmasıdır. Kimi mutlu insanların bu cevheri dışta kaldığından yâda kolayca dışa
Ben top oynarken kara lastikten yapılma ayakkabı giymiş bir adamım. Ayağıma kara lastik ayakkabıyı giyebilmem için babam el arabasıyla pazarda kaç kilo domates satardı bilmiyorum, hiçbir zamanda bilemedim. Yağmurlu havalarda oluşan çamurda kara lastikten yapılma ayakkabı kaymakla kalmaz birde ayağımın kenarını yara yapardı, kokusu ve esnekliği
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.