Saçlarımın altında kafamı çepeçevre dolaşan
o çatlağa dokunmasını söyledim. İçini çekti ve "Ben sana her şeyi anlattım," dedi, "en derin duygularımı, çocukluğumu ve yaptığım en karanlık şeyleri. Sen niçin söz etmedin kendi geçmişinden? Ya da geçmişsizliğinden."
"Bana bu geceye kadar hiç firsat vermedin ki
bir şey anlatayım sana, hep çok konuşuyordun.
Öğrenmek istemiyorsun sandım benim geçmişimi, düşüncelerimi ve beklentilerimi ve bizim evlenmemizde herhalde bir şeye yaramayacak olan hiçbir şeyimi."
"Haklısın... bir şeytanım ben! Ölmem gerek!"
diye bağırdı, sonra kafasına vurdu, gözyaşları boşandı, pantolonunu çıkardı ve hemen evlendi benimle hızlı hızlı.
Yatıştırdım onu, çocuk gibi şımarttım (o bir çocuk) ve münasip bir hızda evlendirdim onu.
Evet, evlenmeyi beceriyor, evleniyor ama küçük Mum, üzülme sakın sen okuyorsan eğer bunları. Kadınlar Wedderburn'lere gerek duyar ama daha çok severler evde bekleyen sadık sevecen kocalarını.
Sayfa 131 - İthaki Yayınları, 1. Baskı, Ocak 2024, Çeviri: Süha Sertabiboğlu