Çok kısa bir hikaye. Fakat gayet güzel bir anlatımı ve sürükleyiciliği var. Özetle şunu anlatıyor ki;
-Spoiler-
insanların içinde bulunmadığı veya hiç yaşamadığı bir durumu dışarıdan gözlemci bir gözle anlamaya çalışması pek mümkün değildir. Doktorun rahatı yerindeyken, fiziksel ve temel ihtiyaçları yönünden hiçbir sıkıntı çekmezken sosyal ilişkiler kapsamında “hepinizden tiksiniyorum” modunda takılıp, akıl hastası olan birisine bulunduğu ortam hakkında iyimser konuşmalar yapması tamamen statüsünden ve rahat ortamından kaynaklıydı. Zira aynı duruma düşünce katlanamayıp ölmesi bunun
en büyük örneği.
-Spoiler-
İnsan olarak hiç yaşamadığımız durumları basite almak ve zorluk çeken kimselere aynı yoldan geçmeden kolayca akıl vermek gibi büyük gaflar yaparız. Oysaki her insanın bulunduğu kötü durumda kendi cehennemenini yaşadığı zamanlar olur. Kolu kırılan birisi için o an kolu bütün organlarından önemliyken, iflas eden bir tüccar için en büyük değeri malvarlığıdır. Aynı duruma düşmeden “aman canım ne olacak, koldur iyileşir. Maldır yerine konur” tarzında konuşmalar yapmamak gerekir. Zira herkes kendine özeldir.
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,5bin okunma
Sahtekar Shakespeare!
Beni bırakıp mı gidersiniz lan ?
Beni nasıl küçümsersiniz?
Beni nasıl aşağılarsınız?
Hepinizden nefret ediyorum lan!
Hepinizden nefret ediyorum !
Tiksiniyorum lan sizden !
Çıkın lan ortaya !
Kusacağım lan üstünüze!
Midemdeki her şeyi kusacağım üstünüze.
Yeraltı
FERİŞTAH - Merhaba...
MÜKREMÎN - Peh! Bırak şimdi bu numaraları?
FERÎŞTAH - Nasıl?
MÜKREMÎN - Sen bana merhaba diyeceksin ben de sana karşılık vereceğim. Sonra birbirimize ısınacağız. Benim kalbimi esir edeceksin ve sonunda beni aldatacaksın değil mi? Al o merhabanı ve defol git buradan.
FERİŞTAH - Nereden çıkardınız bütün bunları? Evet