Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Eğitimcilik
Kitabı formasyon dersim için ek kaynak olarak kullandım ama tatlı bir kitaptı sevdim. Her şey tane tane açıklanmış, okuyucunun bilmesi gerektiği kadar bilgilendirme yapılmıştı. Ünite sonu sorularla konu güzelce pekistiriliyordu. Dersi AA ile vermemde katkısı büyük kitabın.. <3 Bu dersi alıyorsanız okumanızı öneririm veya öğretmenlik, eğitimcilik yapıyorsanız okumanızı öneririm ya da çocuklarla işli dışlıysanız yine okumanızı öneririm. Onların ve kendimizin psikolojisini anlamlandıramadan verimli bir eğitim faaliyetinde bulunamayız diye düşünüyorum.
#şekerportakalı her okuyucuyu duygulandıran ve içindeki cümlelerde kendimizden bir şeyler bulabileceğimiz ve etkileneceğimiz bir kitap
Yazar Vasconcelos'un kendi çocukluğundan esintiler taşıyan 'Şeker Portakalı' kitabında, yaşamın beklenmedik acıları karşısında büyük sarsıntılar yaşayan ve bunları kendince atlatmaya çalışan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatır. Acı dolu bir hayata katlanmak durumunda kalan 5 yaşındaki Zéze'nin umut dolu öyküsü...
Ayrıca yazar, Zeze'nin büyüdükçe yaşadığı serüvenleri "#GüneşiUyandıralım ve #Delifişek" adlı romanlarında da anlatmıştır.
Kitap kısaca, Zeze'nin yaptığı yaramazlıklar yüzünden sürekli dayak yemesi ve genellikle de bu konuda haksızlığa uğraması, başından geçen her olayı ağacı olan şeker portakalı fidanına anlatması. Ama küçük bir çocuğun şiddete uğraması beni çok üzdü açıkcası.
Kitapta geçen duygularını derinlemesine hissettim ve kitabı bırakamadım elimden, bir günde okuyup bitirebildim. Aşırı trajik ve sürükleyici bir eser.
Kısacası okuyan herkesi etkileyebilecek ve ders çıkarılacak bir kitap. Hala okumayan herkese tavsiye ediyorum.
250 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Hem biyografi hem anı tarzında yazılmış bir kitap. Haldun Taner tanımış olduğu, hayatının bir döneminde yaşantılarının kesiştiği ünlü kişileri, o kibar ve dikkatli üslubuyla yazmış. Bu portre yazılarında kimler yok ki; Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Selahattin (yazarın babası), Halide Edip Adıvar, Orhan Kemal, Kemal Tahir, Sait Faik Abasıyanık, Muhsin Ertuğrul, Abdi İpekçi, Burhan Felek, Azra Erhat, Özdemir Asaf, Ahmet Rasim....
Her bir portre yazısı, hem o kişiyi bize tanıtıyor hem de o dönem hakkında tarihe not düşüyor. Kitabı okurken, yazarın ne kadar dolu bir hayat yaşadığını, çevresindeki insanların ne kadar değerli insanlar olduğunu farkediyorsunuz. Haldun Taner'in tüm kitapları gibi bu kitabı da oldukça değerli ve hem okunması hem de kitaplıkta bulunması gereken eserlerden.
Kitabı yine konusunu bilmeden, hiç araştırmadan aldım. 20 TL olduğu için kötüyse bile bir şey kaybetmem diyerek. Ama keşke almasaydım.
İlk defa bir kitabı aldığım için pişman oldum.
İlk defa serinin hepsini aynı anda aldığıma pişman oldum ve o parayla üç değil bir kitap alırdım ama mutlu olurdum diye düşündüm.
Karakter çok iticiydi. Ergen desen
Kitap, mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan iki arkadaşın öyküsü anlatılıyor. Birbirine zıt iki karakterler, biri çok zeki George diğeri ise güçlü ancak akli dengesi yerinde olmayan Lennie. Hiç bir zaman birbirinden ayrılmayan bu iki arkadaşın hayallerini hayata geçirmek için çalışırken başlarına gelen hikayeyi anlatır. George ve Lennie hayallerini malesef gerçekleştiremezler ancak ikisinin dostluğu, hayalleri uğruna katlandıkları zorluklar, yaşama tutunmaları herkese mesaj verir nitelikte.
Kitabın sonu da her okura bir iz bırakacak.
Özgürlük mü Güvenlik mi?
Cesur Yeni Dünya, temelinde asla mutlak doğru bir cevaba ulaşamayacak ve insanlığın mevcut şartlara göre her dönem yeniden düşünmesi ve tercihini yeniden yapması gereken kadim bir ikilemi barındırıyor: Özgürlük mü yoksa güvenlik mi?
Tabi ki şöyle bir cevap verilebilir: Neden her ikisi de beraber olmasın?
Maalesef her iki tercih de içerisinde diğer seçeneği baskılayacak farklı unsurlar barındıryor. Özgürlük yanında kaosu, belirsizliği, acıyı kısaca insanlığın karanlık tarafını de getirebilirken güvenlik ise uyuşukluğa, sıkıcı rutinlere, amaçsızlığa, boşluğa sebep verebiliyor. Hak verilebileceği gibi bunlar birbirlerinden haz etmeyen kavramlar...
Dahası, refah ve barış zamanında güvenlik kimin aklına gelir ki veyahut kıtlık ve savaş zamanında özgürlüğü kim takar? İçinde bulunduğumuz şartlarda faklı senaryoların gerçekleşme ihtimalini unutma eyilimindeyiz. Her şeyin şu anda olduğu gibi devam edeceğini varsayarız. Fakat mevcut şartlar değiştikçe tercihlerimizin de değişeceği gerçeğini kabul etmeliyiz.
Kitapta - tahminimce farklarının iyi anlaşılması için bu kadar uç noktalarda kurgulanmış - iki farklı toplum örneği sunulmuş. Net bir cevaba ulaşılamasa da yapılan seçimler sonucunda nelerden taviz verildiğini anlamak için faydalı bir distopya örneği...
