Allah'a, Kadiri Ezelî'ye dayanmayan, O'na bakmayan hiçbir şeyde huzur yoktur, güvence yoktur, beka yoktur. İnsanlar, kâinatın tılsımını çözmek için, hazinelerin kilidini açacak anahtarı bulmak için, hiç kaygısız ve endişesiz bir hayatın tatlı sükûnetine dokunmak, onu tatmak, yaşamak ve tam anlamıyla tanımak için yüzyıllar boyunca arayıp durdular.
Aslında insanların hasret dolu kalplerinin peşine düştüğü şey, her daim, her talibin matlûbu olan şey olmuştur:
belirsizlik, umutsuzluk ya da ayrılık tehdidi olmaksızın yaşanan lezzet hâli. Ne var ki insan çoğu kez kaybettiğini yanlış yerde aramış, aklının taşına dünyanın maddî şeylerinin tılsımı çözeceği fikrini kazımıştır. Aslında Rabbine ait olan sıfatları ve isimleri o helak olucu şeylere vererek, tâ başında matlûbuna erişme fırsatını kaçırmıştır.