Hoşlandığın kadına şirin gözükmek için gülleri dalından koparmayacaksın mesela, ''gül dalında güzel sen benim yanımda'' desen daha çok hoşuna gider bilmez misin? Romantik olacağım diye sevdiğin kadının yağmurda ıslanmasına izin vermeyeceksin, gerekirse sen sırılsıklam olacaksın da o kadının tek bir saç telinin ıslanmasına izin vermeyeceksin işte sevda dediğin budur. Ortalık yerde öpmeyeceksin, bilirsin milletin ağzı torba değildir büzemezsin. Laf getirtmeyeceksin. İnce belden herkes tutar sen yüreğinden tutmasını bileceksin. Dolgun dudaklara herkes öpücük kondurmak ister ama sen bir kadının avuç içini öpmeyi öğrenmişsen ''olmuşsun'' demektir. Son olarak yalan söylemeyeceksin, gerekirse dokuz değil on dokuz köyden kovulacaksın ama hep doğruyu söyleyeceksin.
Bu kitap için ne demeliyim bilmiyorum. Başta elime alıp incelediğimde bir baba-kız öyküsü olduğunu öğrenince hakkına pek fazla bir şey bilmememe rağmen aldım, beğenmeyeceğim tarzda bile olsa okuyacağım dedim. Çünkü temelde bir baba ve kızı vardı. Her zaman ilgimi çekmiştir. Merakımdan başladım okumaya.
Kitap ile ilgili size şu bilgileri vereyim
"Herkes yalnız ölür, Eragon. İster savaş alanındaki bir kral ol, ister ailenin arasında yatağında uzanmış bir köylü, kimse o boşlukta sana eşlik edemez."
Künye:[1]
Senaryo,Yapımcı,Kurgu: Tunç Okan
Görüntü Yönetmeni: Güneş Karabuda
Yapım Yılı: 1974 Tür: Dram, Komedi, Polisiye, GerilimOyuncular: Tunç Okan, Tuncel Kurtiz, Björn Gedda, Oğuz Arlas, Aras Ören, Hasan Gül Müzik: Zülfü Livaneli Yapım: Türk/İsveç Ortak Yapımı
Görgünün önemsendiği, aile terbiyesi almış sıfatının çok sık kullanıldığı yıllarda, iyi aile olmanın koşulu varlıklı olmak değil, görgülü olmaktı. Aileler mal varlıklarını sergilemeyi görgüsüzlük olarak kabul ederler, davranışlarıyla, nezaketleriyle asaletlerini ortaya koymaya çalışırlardı. Maddi durumları birbirinden farklı olsa da, benzer