Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

irem,

irem,
@herzistschwer
yalnızken aynalarla konuşmak
7 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Ayırdedemiyorum içimdeki kıpırtılarla dışımdaki tangırtıları; yaptıklarımsa, hep yanılgılarda n, yangılgılar
Reklam
kendimi suların cazibesine tutulmuş, gemilerde görüyor, bulutlarda süzüldüğümü hissediyor, batıyor, batıyordum...
açlık iflahımı kesiyordu; ölmeyi, yok olmayı özledim, duygulandım, ağladım.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"ben seni yirmi yazdır bekliyorum; aylı gecelerde seslendim sana, sen üzgün olduğun zamanlar ben ağladım burda ve sen uykulara dalınca ben nefis rüyalar üfledim uykularına."
gönlümde tek bulut yoktu, tek rahatsızlık duygusu, düşüncelerimin eriştiği ölçüde, gerçekleşmemiş tek arzu veya heves yoktu. gözlerim açık yatıyor, benliğimden sıyrılmış bir halde, kendimden uzaklarda olmanın sefasını sürüyordum.
Reklam
gemi leşlerinin yüzdüğü bulanık insanlık denizinde bembeyaz bir fenerdim ben.
ve karanlık çepçevre etrafımda pusudaydı; her taraf sessizdi, her şey sessiz. ama yukarda ebedi musiki, hava, asla susmayan uzak ve sessiz uğultu devam ediyordu. bu sonsuz, hasta mırıltıya uzun müddet kulak verdim; derken zihnim bulanmaya başladı; şüphesiz, üzerimde yuvarlanan, dünyaların senfonisiydi bu; bir şarkıya bağlamış yıldızlardı...
bu gözlerin hiçbirinde kaygı yoktu, omuzların hiçbirinde yük. bu şen gönüllerde belki tek üzüntü, belki tek gizli kahır yoktu. ve ben genç ve çiçeği burnunda bu insanlarla yan yana yürüyordum, saadetin ne olduğunu çoktan unutmuş, içimde bu düşünceyi okşayıp, korkunç bir haksızlığa uğradığım sonucuna varıyordum.
her şeyi oluruna bırakıyor, kendimi o şen sabaha terk ediyor, mesut insanlar içinde ben de kaygısız, öne arkaya sallanıyordum. bulutsuz, berraktı gökyüzü, benim de gönlüm gölgesiz.
boyuna, hep aynı şekilde, şu son zamanlarda halim berbattı benim! sonunda, ellerim böyle boş, ortalarda kalışım ne garip! artık bir tarağım bile yoktu, dertlendim mi okuyacak bir kitabım bile yok.
Reklam
ama burada bir hiçim ben. yüzüm yok. hepsi de kahverengi jarse elbiseler giymiş bu büyük topluluk kimliğimi çaldı benden.
adam yarı uykuda, yarı düşte, bir insanın canının ne kadar tatlı, vazgeçilmez olabileceğini, kimi insanların, belki de büyük bir insan çoğunluğunun canlarını vermemek için ne kadar alçalabileceklerini ilk olarak düşünüyordu. insan canı bu kadar alçalmaya değer miydi? ne pahasını olursa olsun insan yaşamını sürdürmeli miydi? sıtmalar, hastalıklar, zulümler, buyruklar, açlıklar, yoksulluklar insan soyunun yaşama direncini kıramamış, insanoğlu kıyımlardan, aşağılamalardan, sakatlıklardan, kırımlardan sonra bile yaşamını sürdürmüştü. bu korkunç güç, sonsuz direnç, bu yaşamak için katlanılan en aşağılık durumlar neydi, ne içindi?
bir insan ne kadar yürekliyse o kadar korkaktır. ya da bir insan ne kadar korkaksa o kadar yüreklidir. bunun böyle olduğunu bir insan ancak seksenine gelince anlar.
51 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.