Mutfakta bitki çayı hazırlamakta olan birinin, yaşlı kadın komşusunun isteği üzerine tüm gece "yaşlı adamı" arama macerasını okuyoruz romanda. Tanıştığı karakterlerle daha önce hiç görmediği yaşlı adama dair bilgiler edinirken bir yandan kendi yaşamına dair de sorgulamalarını görüyoruz. Kitabı okurken ana karakter(yaşlı adamı arayan kişi) üzerine hissettiğim duygu yaşlı adam üzerinden kendi yaşamının da anlamını, yaşanmışlıklarını, eksikliklerini arıyormuş duygusu oldu. Kitabın son sayfasını okuyunca kitabın başlangıcını bilmeme rağmen "Acaba yaşlı adam bir metafor mu?" diye de düşündüm. Gece yaşadığı olaylar üzerinde acaba bunu gerçekten yaşadım mı, onu gerçekten gördüm mü gibi sorgulamaları beni hikayenin en başına döndürdü. "Acaba evine gerçekten yaşlı komşusu gelip eşini araması için yardım istedi mi?" diye de düşündüm. Içerisinde de Mabet ağacı olsun, tavus kuşu olsun bu gibi varlıkların bir anlamı olduğunu da düşündüm. Yani kitap adamın arayışı, yolculuğu, yaşadıkları, öğrendikleri, karşılaştıkları üzerinden hep bir ikinci anlama yönlendiriyor gibi. "Bu olay, varlık kesinlikle bunu ifade ediyor" diyemiyorum. Herkes kendinde ne varsa ya da neye ihtiyacı varsa o sonucu çıkaracaktır okurken. Güzel, sıcak, akıcı bir okuma oldu. Okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar.