Gün içinde iş yerinde artık yorgunluktan beynim mıncıklanırken birde son zamanlarda bu siteden çıkmazken tam iş yerini kapatmaya doğru gelen misafirlerden birkaçı çantasını X-ray cihazından alırken yorgunluktan hortlak gibi duran bana sırıtan birkaç kişinin buradan beni gördüğü konusunda işkilleniyorum. Bir de adımı bile zorla hatırladığım o saatlerde birileri mutlaka inatla bana bir yer soruyor.
Türkiye’de Türkçe konuşan Türk görünce hortlak görmüş gibi olanlar derneği varmış.
HORTLAK ZİHNİYET...
- "Biz millet hayatının temellerine ait neyi muhafaza etmek istedikse, hareketimize “irtica” damgasını vuran, benliğimizin her parçasını ondan koparıp atmaya azmetmiş, anarşist ve komünist bir hortlak zihniyet karşımıza çıktı..."
Nurettin Topçu, 
Yarınki Türkiye
Gördüm
Çağlar hiçbir çığır açmamış dünyada. Mevsimler aynı mevsim, yılın döngüsü aynı. Araçlar değişmiş olsa da amaçlar aynı. Akıl tekamül mü etmiş, Nefsi emmare neden aynı.
Ölümler gördüm, felâketler. Emeği sömürülen işçiler, doymak bilmeyen zenginler. Firavun gibi Amerika, Karun gibi İsrail gördüm. Ama ne Musa ne İbrahim gördüm bu zamanda.
Esaret
Mirza Elekber Sabir
Ay balaaaaaaaaammmmmm
Şafak vakti düşürim ben çöllere bala çöllere bala çöllere çöllere bala çöllere
Kükremiş aslan görirem
Kan Yiyen sırtlan görirem
Dalgalı umman görirem
Cin görirem can görirem
Mezarda hortlak görirem
Bin türlü tufan görirem
Kulli bir yaban görirem
Korkmirem
Korkmirem bala korkmirem
Ay balaaaaammmmmmmm
Bu korkmamazlığım ile
Vallahi bala, Billahi bala, Tillahi bala
Nerde bir Yobaz görirem
Nerde bir Softa görirem
Nerde bir Molla görirem
Korkirem bala, korkirem bala korkirem
Dalgalı fikirlerinden,
Riyakar zikirlerinden.
Korkirem bala, korkirem bala, korkirem,
Korkirem bala, korkirem...
Bekçisi kurdun ulumasından zamanın geldiğini, öğrenen iskelet yüzlü cinayet, hırsız Tarquinius’un,
sessiz ve hızlı adımlarıyla
hedefine doğru bir hortlak gibi ilerliyor.
-Shakespeare
Osmanlı'nın Gerçek Witcherları
Bir zamanlar bu topraklarda işi doğaüstü varlıkları ve canavarları avlamak olan, üstelik bunun için özel nesneler ve büyülerden yararlanan bir meslek grubu vardı. Pek çok kaynakta bahsi "cadıcı" veya "cadı üstadı" olarak geçen bu kişiler hayatlarını ülkenin herhangi bir yerinde cadı ve hortlak vakaları ortaya çıktığında buraya intikal edip sorunu ortadan kaldırarak kazanıyor, bu kişilerin ücretleri ise devlet tarafından ödeniyordu. (Level Dergisi 2024 Şubat/Mart Sayısı #312 sayfa 95)