“Geçmez mi? Aşk hiç bitmez mi? Dahası aşk diye bir şey var mı? Ben konuştukça kahkaha üstüne kahkaha atıyordu babam. Baktım hoşuna gidiyor devam ettim. Bir baba olarak söyle evladına aşk var mıdır yok mudur? Boş mudur dolu mudur? Ne kokar ne boktur? Gülmesi biraz dinince Tanrı gibi düşün dedi babam. Ki böyle bir yanıtı hiç beklemiyordum. İnanıyorsan var olup olmaması pek önemli değildir. Ayrıca en büyük inkarcının da en büyük inançlının da içinde bir nebze kuşku vardır ve elbetteki aşk da Tanrı da ölümsüzdür.”
- Daha çok anlat dedim
+ Hoşuna gidiyor mu?
- Çok.. Elimde olsa seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.
+ O kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?
- Gidiyor gibi yaparız...
- Biliyor musun Portuga insanları öldürüyorum.
+ Bunu nasıl yapıyorsun Zeze?
- Onları unutarak.
- Neden hiç mutlu değilsin Zeze?
+ Neden mutlu olmalıyım?
- Çünkü dünyaya bir kez geliyoruz.
- İyi ki bir kez geliyoruz Portuga.
+ Neden?
- İkinci bir hayatı kaldıramazdım.
- Acılarım kaç gün sürecek Portuga?
+ 40 gün.
- 40 gün sonra geçecek mi?
+ Hayır alışacaksın.