Hayallerimin peşinden terlikle koşuyordum.
Sayfa 83 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Ölümsüzleştirmediğimiz anlar daha canlı. Fotoğraflar kendimizi hapsettiğimiz karelerden başka bir şey değil.
Sayfa 74 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Gidenin yerine kimin geleceğini tahmin edemezsiniz. Bazen babalar da gitmek zorunda kalır ve kaybettiğinizde anlarsınız onun doldurduğu boşluğu.
Sayfa 41 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Duvara düşen gölgem, bedenimden çok daha yoğun, belirgin ve gerçekti. İhtiyar hurdacı, kasap, sütannem ve karım olacak o kaltak hepsi benim gölgelerimdi, içlerinde hapsolduğum gölgelerim. Feryat eden bir baykuşa dönmüştüm ama çığlıklarım boğazıma takılıyordu, kan pıhtıları halinde tükürüyordum onları. Belki de bu baykuş da benim gibi hastaydı, bu yüzden aynı şeyleri düşünüyorduk. Duvardaki gölgem bir baykuşa dönüşmüş ve öne eğilmişti, yazdığım her kelimeyi tek tek okuyordu. Her şeyi çok iyi anladığından eminim beni sadece o anlayabilirdi zaten. Göz ucuyla bile baksam gölgem beni korkutmaya yetiyordu.
Sayfa 107Kitabı okudu
Şarkının nakaratında tempo tutan dizimi yakaladım. Ya gördülerse? Hem eğlen hem de boş geç, var mı öyle. Derhal suratımı astım. Bu sefer de varlıklarından rahatsız oluyor gibi görünmekten çekinip hareketli şarkınızla işim yok, derdim tasam bana yetiyor edalarında uzaklara daldım durdum.
Sayfa 23 - ŞuleKitabı okudu
Beğenirsem ona belli etmeli miyim? Belli etmezsem ondan hoşlanmadığımı düşünüp gurur yapabilir. Ya beğenirsem? O zaman da gururunu düşünür müyüm? Nasıl kalkarım? Ne kadar oturursam, o masada kaç dakika kalırsam beğenmediğimi anlar? Ya kız beğenmezse? O masada kaç dakika oturursa beğenmediğini anlamam gerekir? Gururumu düşünür mü?Ne saçma.
Sayfa 11 - ŞuleKitabı okudu