Şimdi sabah kalabalığı azalmıştır, değnekçi Hasan, işkembeciye girmiştir, genelevdeki bir aşüfteye tutulmuş, son günlerde oralardan ayrılmayan, gözleri kan çanağı perişan Cevdet Bey'in karşısına oturmuştur, öbür masada torbacı Asım'la Marlboracı Hergele Seyfettin arasındaki takım tartışması iyice kızışmıştır, hazır elbise, don atlet satan pırtıcı Enver tezgâhını açmıştır, dolmuşçular çaylarını ayak üstü içmeyi sevdikleri için, ayak üstü çaylarını içmişlerdir, yeni sermaye Sevda'nın canı ciğer çekmiş, evin ayakçısı Furkan'ı, öğlen olmadan, ciğerci tezgâhının başında beklemeye yollamıştır, Ziraat Fakültesi'nden sarkık bıyıklı dört genç, Kayaş dolmuşunun yerini sormuştur, at arabasını yorgun argın süren poturlu hurdacı Ramiz, şambaba yiyen zabıtaya bir rüşvet selamı sarkıtıp geçmiştir.
Her sabah Mamak'tan gelip, bu durakta indiğine küfreden, ruju hafif taşkın Fahriye Abla, bu sabah geç kalmıştır, kendisine zılgıt çekecek müdürünü de önceden ekleyip, herkesi, bilhassa o alçak, gidişi olup dönüşü olmayan serseri Hakan'ı bir güzel kalaylayıp içini ferahlatmıştır.