BU ROMAN, DAHA ÇOK, SESSİZCE KATLANILAN BİR ACININ İFADESİDİR.
Bu kitabı otobüste bitirdim. Yanlış yerde okumuşum, bitirdikten sonra kafama cam kırıklarının battığını hissettim. Kendimi her an bir arabanın önüne atabilirdim.
"Ben ne okudum?" Eminim, bu kitabı okuyan her kişi aynı düşüncede olacaktır. Kör Baykuş'ta olay, zaman ve mekandan bağımsızdır. Hikayemizin başkahramanı, -adını bilmediğimi şimdi fark ettim- baba, amca, hurdacı, mezarcı bu kişiler aslında tek kişidir. Esrarengiz güzel kadın ve kahramanın eşi de aynı kişidir. Kitabı okurken birkaç ipucudan olayın özünü kavramaya çalıştım ama finale geldiğimde yine şok oldum. Beni şaşırttığı, yanılttığı ve sonuna kadar kafamı kurcaladığı için okumaktan pişman olmadığım bir kitap oldu.
Kitabı okul kütüphanesinden almıştım ve birçok cümlenin altı çizilmişti. 2002 basımdı. Benden bir yaş küçük olan bu kitabı okurken bu zamana kadar kitabı okuyup cümleleri içinde hisseden insanları düşününce içim acıdı, nedenini bilmiyorum sadece bu satırları yazan yazarın intihar ederek dünyayı terk etmesi ve okuyuculardan da böyle düşünen insanlar olabileceğini biliyorum. İnsan bazen böyle düşünen kişilere destek olmak istiyor, güç vermek istiyor. Onlara bir şey söylemek istiyorum; Sizin yıldızınız çok uzakta olabilir, karanlık ve pek önemsiz olabilir hatta hiç olmayabilir, önemli değil. Belki de bir yıldıza ihtiyacınız yoktur, yıldız zaten sizin içinizde olabilir. Lütfen pes etmeyin, bir yerlerde iyi olmanızı en içten duygularıyla isteyen birilerinin olduğunu bilin.