Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Uyku, hâlâ sonu hüsran olma ihtimali olan bir gelecek umudu peşinde koşmayanlara mahsus bir lükstü.
Sayfa 80 - Pegasus Yayınları
“Kendi kelimelerinin tutsağısın. Bir gün, özlem ve hüsran dolu bir gece yok sayacaksın bu sözlerini, isyan edecek, hiç söylenmemiş kabul edeceksin hepsini. Bu gece belki veya bir sonraki, o değilse ondan sonraki gece ve ben yanında olacağım, silmene yardım edeceğim.”
Sayfa 77 - YKYKitabı okuyor
Reklam
... "Gam Allah yolunda cihad edenler için değildir; gam ve hüsran Allah'ı unutanlar içindir!..."
“Benim tutkum hüsran tangosu, Ruhumu günahtan günaha saldı O eski tangonun hazin nağmesi Aklımı başımdan aldı. “
“İnsanlar içinde, Allaha kıyıdan kenardan ibadet edenler var. Bunlar için işler iyi gittiği sürece hayat ne âlâ ne hoş; yok eğer başlarına bir bela gelirse ‘böyle hayat mı olur’ derler. Oysa böyle düşünmekle dünyayı da ahreti de kaybediyorlar. İşte apaçık hüsran budur”. (Hac Suresi, 2 2 : 11 )
Sayfa 24
Reklam
Bakara Sûresi 165. Ayet
165. İnsanlardan kimileri vardır ki, Allah'tan başka bazı varlıkları Allah'a denk tanrılar sayar da bunları Allah'ı sever gibi severler. İman edenler ise en çok Allah'ı severler. Keşke zalimler -azapla yüz yüze geldiklerinde anlayacakları gibi- şimdi de bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu anlasalardı! [Aklını gerektiği gibi kullanamayanlar, inanmak, sevmek ve tapınmak için Allah yerine putlara, uydurma tanrılara yönelebilirler ki bu onlar için ebedî hüsran demektir. Fahreddin er-Râzî'nin de belirttiği gibi, sûfilerin görüşüne göre insanın kalbini, zihnini Allah'ı unutturacak derecede meşgul eden her şey âyette belirtilen varlıklar kapsamına girer. Şu halde Allah'tan başka bir şeye, -bu şey ister put, ister lider veya önder, isterse para pul, mal mülk, makam mevki olsun-taparcasına bağlananlar, böyle bir şeyi Allah'ı sever gibi sevenler ve bu suretle, Kur'an'ın bütün uyarılarına rağmen şirke sapanlar için artık kurtuluş ümidi yoktur.]
Konuştuk, daha doğrusu, hayatımda artık bir merhamet dönemine varmayı nasıl dört gözle beklediğimi ve bu dönemin kırklı yaşlarımın sonunda başlamasının iyi olacağını ben anlattım, o dinledi. Merhamet derken, belki biraz sakinliğe kavuşmayı ve hayatımdaki -genelde bizzat mesul olduğum- hüsran ve ıstıapların arasına birazcık daha mesafe koymak için yaşama uğraşına getirilecek daha gerçekçi bir yaklaşımı kastediyordum. "Gerçekçi" sözcüğünü kullanmış olmam ilginç.
... hüsran her daim bir baştan çıkarılma sahnesidir; kurtulmaya, sahte çözümler bulmaya çalıştığımız, bizi daha radi­kal aldanmaların içine sürükleyen bir şeydir.
Karmakarışık hislere kapıldım. Aralarında nefret de vardı, isyan ve hüsran da. Kendimi tutamayarak haykırdım: Fakir bir babanın evladı olmak ne fena!
Sayfa 50 - Can Yayınları 151. Baskı Aralık 2022Kitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.