Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat
En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat
Ne güzel bir giriş, dünyaya ne güzel bir geliş... Toprağı kirlerinden arındıran o Yağmur için, rahmet vadilerinin
Sinan Akyüz, 21.yy'da yaşamamıza rağmen Avrupa'nın ortasında yaşanan bu barbarlığa dünyanın sessiz kaldığı bir hikayeyi anlatmaktadır.
Yakın coğrafyamızda ve sırf Müslüman oldukları ve "Türk" gözüyle bakıldıkları için işkencelere, zulumlere, katliamlara, tecavüzlere, açlığa, şiddetin her türlüsüne maruz bırakılan Bosna
Adın hiç sorgulanmayacak, sonra içli bir sessizlik gelecek ardın sıra, daha sonra derin bir sessizlik bu şehri yağmalayacak, bir elma tam ortasından ikiye ayrılacak, daha sonra büyük bir hüznün tımarlanma hikâyesi uzayıp gidecek, uzun uzadıya düşünmek beis bir yoksulluk getirecek.
Tüm şehrin sağlığı bozulmuş kuşları penceremin önüne tüneyecek ve aklımdan yalnızca her zaman habis bir duygu mudur acaba aşk, sorgusu geçip gidecek.
Bunu da hiçkimse büsbütün bilmeyecek.
Dedim ya, sen var olacaksın, hiçbirisi yokken.
Çünkü, ağacı olmayan orman misali, sabıkası olmayanı da bu hikâyenin sonunda yine kimse sevmeyecek.