Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
Dostoyevski, Delikanlı'dan
"Kendileri için cesur ve gururlu olurlardı, ama birbirlerine ürkek davranırlardı; her biri diğerlerinin hayatı ve mutluluğu için titrerdi. Hep sevecen davranırlar ve şimdi utanç duydukları davranışlarından utanmazlardı, çocuk gibi birbirlerini okşarlardı. Karşılaştıklarında derin, anlamlı anlamlı bakışırlar, bakışlarında sevgi ve hüzün olurdu..."
Sayfa 304 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Gerçekten de burada insanı tanrılaştırma ve tutkuyla sevgisini gösterme talebi vardır; ancak tanrıtanımazların bu nasıl yakarma ve tapınma tutkusudur, bu nasıl Tanrı ve din susuzluğudur, gençliğin, gücün ve umudun canlı kaynağıyla fışkıran aydınlık, canlı bir yaşam yerine bu nasıl bir umutsuzluk ve hüzün, bir çeşit cenaze törenidir böyle?
Sayfa 302 - Yapı Kredi Yayınları
Chambord Kontu (V. Henri) olayını hatırlıyor musunuz? Bu da bir kral, lejitimist [iktidarın meşruluğunu soya dayandıran monarşi taraftarı]... İspanya'da Don Carlos'un yaptığı gibi, o da aynı dönemde Fransa'da iktidar arayışına girmişti. Hatta birbirlerini aynı aileden, aynı kökten sayabilirler, ama ne kadar farklı! Biri inançlarına
Sayfa 296 - 297, 298, 299,300, 301,302,303Yapı Kredi Yayınları
Petersburg işçilerinin tatil günlerinde nasıl vakit geçirdiklerini, biraz da hüzün katarak öylesine kaleme almıştım. Sevinçlerindeki, eğlencelerindeki kısırlık, tinsel yaşamlarının cılızlığı, solgun yüzlü, veremli çocukların büyüdüğü bodrumlar, gezinti yeri belledikleri her zaman sıkıcı, geniş, dolaşanlarını hazır bekleyen Petersburg caddesi, kucağında çocuğuyla şu dul işçi (gerçek bir tablodur).
Sayfa 147 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Ama ne zamandır, elde olmadan bir hüzün ve kaygı dolduruyor yüreği.
Sayfa 117 - Yapı Kredi Yayınları
Hatırlamak ayrıca hüzün verir bana; genelde geçmişi hatırlamayı sevmem.
Sayfa 28 - Yapı Kredi Yayınları
'' Nasıl oldu faniyi bakiye tercih edebildin? Niçin onu böyle ucuza satabildin? İyi bir alışverişin uyanıklığı yerine bir uykunun lezzetini nasıl tercih edebildin? Yazıklar olsun sana? Sattığın şeylere karşılık sen, hiçbir sırtın taşıyamayacağı pişmanlık yüklerini, alçalışı, doğrultulması zor bir baş eğişi, yanı sıra da vazgeçemediğin iğrenç günah yüzünden dökeceğin hüzün gözyaşlarını satın almışsın! ''
[Bronşit oldum. Anneciğimin ölümünden beri yakalandığım ilk hastalık.] Bu sabah sürekli anneciğimi düşündüm. Bulantı verici hüzün. Çaresi bulunmaz olanın yarattığı bulantı.
Sayfa 105 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hatırlamak ayrıca hüzün verir bana; genelde geçmişi hatırlamayı sevmem.
Sayfa 28 - YKYKitabı okuyor
Filistinli şair Mahmud Derviş, Gazze için sessizlik: Alışılagelmiş Hüzün Günlüğü kitabında Gazze'yi şöyle tarif eder: "Gazze dünyanın en güzel şehir değil. Denizi,başka Arap şehirlerinin kıyısından daha mavi değil. Portakalları Akdeniz havasındaki en güzel portakallar değil. En zarif veya en büyük de değil. Ancak bir vatanın tarihiyle eşit Gazze. Çünkü o düşmanın gözünde en çirkin, en yoksul, en sefil ve en habis. Çünkü o bizim aramızdan düşmanın rahatını kaçırmaya ve huzurunu bozmaya en yetkin olan. Çünkü o düşmanın kâbusu. Çünkü o mayınlı portakallar, çocukluğu olmayan çocuklar, yaşlılığı olmayan yaşlı adamlar, arzusu olmayan kadınlar demek. Tüm bunlar yüzünden o bizim en güzelimiz, en safımız ve en sevgiye mazhar olanımız."
Sayfa 225Kitabı okudu
Bu ne hüzün! - Hasta olduğum, okula gitmediğim ve onunla olmaktan mutluluk duydugum sabahları düşünüyorum da.
246 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.