Nefs-i mülhime ile sıfatlanmış kavim, daima ilham-ı Rabbânî'nin nûruna nazar ederler. Durmadan mutmainneliğe terakki edip yükselirler. Nitekim: «Mü'min Allah'ın nuru ile nazar edip bakar» denildi. Nefs-i mülhime kavmi, kıyamet gününde Arasat arasında bin ayak bir ayak üzerinde iken Muhammed (S.A.V.) ümmetinin âsilerinden nice binini zebânilerin elinden ve cehenneme atılmaktan kurtarırlar. (Ailah izni kime olursa o yapar.) Hak Teâlâ izniyle, Peygamber 'fendimiz (S.A.V.) yanında Hz. Ebûbekir (R.A.), Hz. Ömer (R.A.), Hz. Osman (R.A.) vc Hz. Ali (R.A.) bulunurlar. Ümmeti için düşünürler. Nefs-i levvâme kavmi, yıldırım gibi seğirtit sırat köprüsünden geçerler. Cennete girerler. Nefs-i mülhime kavminin menzil ve makamı nefs-i levvâme kavminden yüksek olmak itibariyle mahşerde onların safâları ve makamları daha güzel ve hoştur.
Hz. Ömer (r.a) şöyle der: " Şu üç şey için ilmi öğrenme:
1. İnsanlarla mücadele etmek için.
2. Övünmek için
3. İnsanlara gösteriş için.
Şu üç şey için de ilmi terketme:
1. İlmi öğrenmekten utanarak.
2. İlmi kıymetsiz sayarak.
3. İlmin yerine cahilliğe razı olarak. "
"İki arkadaştan birinin en belirgin lakabı el-Emin (Güvenilir insan)dır. Diğerinin ise "es-Sıddîk"tır, yani pek doğru insan."
Teymoğulları kabilesine mensup Ebu Bekir, Abdulmuttalib hanedanından Muhammed b. Abdullah'ı çocukluk yıllarında tanıdı. İslam'dan önce Arap toplumunda yaygın olan içki, fuhşiyat, putlara
Biz Muhammed'in (s.a.v.) -hâşâ- siyasi çıkarları için melekle görüşme iddiasında olan bir yalancı olduğu kurgusunda, emir ve yasakları anlayamayız. Zira burada, insanların sevdiği şeyleri ne için yasakladığı ve hangi amaçla sevmediği şeyleri emrettiği sorusunu siyaseten cevaplamak imkânsızdır. Onun emirleri tebliğ etmeye başladığındaki durum
"...Hz. Ömer (ra) hilafet döneminde valilerine de sık sık haber ulaştırmış ve onlara: 'Eğer benim ailemden, akrabalarımdan birisi ziyaret veya ticaret için yanınıza gelir ama siz onlara normal halk gibi davranmaz, farklı muamele de bulunursanız sizi azlederim.' demişti."
"...Tezellül (alçalma) sadece Allah'a yapılır. İnsanlara karşı ancak ve ancak tevâzu sergilemek gerekir. Tevâzu ise asla birinin önünde iki büklüm olmak değildir."