Ensar ile muhacirler arasındaki kardeşliğin çok dikkat çeken ve ne zaman hatırlansa kıymetinden bir şey eksilmediği görülen hatıraları vardır. Peygambcrimizin Medine'de ilk ikamet ettiği mahal olan Kuba Mescidini, sonra da Medine'nin en önemli binası ve en kıymetli mekânı olan Mescidu'n-Nebi'yi de ensar ve muhacirler müştereken inşa ettiler. Ensar veya muhacirlerden herhangi biri için ikamet mekânı olacak bir ev bina edileceğinde de aynı yardımlaşmayı birbirlerinden esirgemediler. Hurma bahçelerinde birlikte çalıştılar; Medine pazarını birlikte kurdular. Hz. Ömer'in anlattığına göre, kendisi ile en-sardan kardeş edindiği sahabi, zamanı bile paylaşmakta idiler. Hurma bahçesinde bir gün kendisi bir gün kardeşi çalışır; bahçede çalışmayan o gün Hz. Peygamber'in yanına giderdi. Akşam olunca bir araya gelirler, Resûl-i Ekrem'in yanında bulunan diğer kardeşine, o gün inen bir sûre veya ayet varsa onu bildirir ve başkaca öğrendiklerini nakleder, böylece her biri, o gün öğretilen bilgiden mahrum kalmamış olurdu. İmam Buhari, bu gerçeklikten hareketle meşhur eseri "es-Sahih"de "İlmi Nöbetleşe Öğrenme =et-tenâvubu fi'l-ilm" konusunu müstakil bir başlık hâline getirmiştir
Buhârî’nin el-Câmi'u’s-sahîh’inde, “müminlerin birbiriyle dayanışması ve yardımlaşması (teâvün)” anlamındaki başlık altında zikredilen bir hadis-i şerifte, Peygamber efendimizin, “Müminler topluluğu, tuğlaları birbirini sımsıkı tutan binaya benzer” buyurduğu, ardından bu birlik ve dayanışmanın gücünü göstermek üzere parmaklarını birbirine kenetlediği ifade edilir. Aynı yerdeki başka bir rivayette adamın birinin ihtiyacını arz etmesi üzerine Resülullah’ın yanındakilere dönerek, “Ona yardımcı olursanız ecrinizi alırsınız; Allah, dilediği şeyi peygamberinin diliyle söyleterek gerçekleştirir” (Buhârî, Edeb, 36) dediği bildirilir. Hadis mecmualarında ana-babaya saygı, sıla-i rahim, yetimleri, yoksulları, yolcuları, kimsesizleri himaye, komşu hakları, sadaka, infak ve ihsan, birlik ve kardeşlik, ziyaretleşme, hediyeleşme, ziyafet verme, misafirperverlik gibi faziletlere dair hadisler genel olarak yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik eden ifadelerle doludur. Bunu en güzel dile getiren hadislerin birinde, “Müminler birbirini sevmekte, birbirine acımakta ve himaye etmekte, bir organ hasta olduğunda diğerleri de acı çekip uykusuz kalan bir bedenin organları gibidir” buyurulmuştur. İslam kaynaklarında, bir arada yaşamanın başlıca ahlaki temellerini ve bunların önemini veciz bir üslupla dile getirmesi bakımından bu hadise büyük önem verildiği ve sıklıkla zikredildiği görülür.
Reklam
Farabi, el-Medinetü'l-fazıla (erdemli ülke) adlı ünlü eserinde "insanin birlikte yaşamaya ve yardımlaşmaya ihtiyacı anlamında bir başlık açar ve bu burada, her bireyin kendisi için gerekli şeyleri tek başına elde etmesinin mümkün olmadığjını, bundan dolayı insanların topluluklar oluşturmayı ve birbiriyle yardımlaşmayı sağlayacak bir fıtratta yaratıldığını belirtir.
İrade, hayatın en dibe değdiği yerlerde bize yukarı sıçramak için imkân verir.
Acıdan kaçmaya çalışırken onun içine kısılıp kalıveriyoruz.
Bazen umudun şafağı bir ümitsizlik gecesinin sonunda doğar.
Reklam
67 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.