İbrahim KESKEN

İbrahim KESKEN
@ibrahimkesken
Kendini hiçe saymazsan hiçlikten kurtulamazsın. ( Hz.Mevlana) İnsanın kendisiyle olan mücadelesinden daha çetin bir mücadele yoktur.
Ömrün bitmiş fakat sen yalvarmış yakarmışsın, sana bir gün daha verilmiş; işte şimdi öyle bir günde bulunuyorsun, öyle bir günde ne yapacaksan, her gün aynı gayretle o işe sarıl, öyle çalış, öyle ibadet et, öyle yaşa.
Reklam
Müslümanlar, kendi doğrularına göre yaşamayı hedeflerinin önüne koymadıkça başkasının dümen suyunda sürüklenip duracak demektir. Müslümanca yaşamak her şeyden önce kendi iç oluşumunu tamamlamaya bağlıdır. Böylece belki ilkin Müslümanlar teker teker çıkacaktır ortaya, sonra da onların meydana getirdiği topluluk...
Müslüman insan, büyük ölçüde kendi iradesiyle girdiği var olan şartların dışına çıkma cesaretini, hevesini göstermeye yeltenmedikçe, o şartların mahkumu olarak yaşamasını sürdürecek demektir. Bu durumda, onun gerçekten Müslümanca bir hayata talip olup olmadığı sorusu karşımıza çıkacaktır. Bizse, hareket noktası olarak Müslümanın Müslümanca bir hayata talip olduğu varsayımından yola çıkıyoruz. Böyle bir hayata talip insanın "vakit buldukça" Müslümanca yaşadığı değil, bütün vakitlerini bu hayatın gerçekleştirilmesine tahsis edeceği yargısından hareket ediyoruz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hikmetle bakan göz için, harikanın ötesindeki harikayı gizleyen perde de bir harikayken, başka bir deyişle her perde bir harikayken, hikmetsiz göze her harika bir perdedir. Birine, perdeler harika görünürken, ötekine harikalar perde olur.
Tenhada, yalnızken, kimsecikler yokken, insanlardan sıyrılmışken Allah'ı düşünmek de bulmak da kolaydır. Esas zor olan bunca kalabalığın içinde O'nunla olmaktır. Nefsin asıl şimdi senin düşmanındır, ondan sıyrılmak için evvela kendinden sıyrılacaksın. Ve onu dahi tenhada değil halkın içinde yapacaksın. Zor, çok zor olacak. Henüz bilmiyorsun belki. Lakin öğreneceksin.
Reklam
Herkesin bir manası var. Lakin akıl tek başına yetmez o manayı anlamaya. Akıl bilmek için gönül bulmak içindir. Bilmek istersen düşün lakin bulmak istersen hisset. Zira aradığın da bulacağın da zaten içindedir.
Aşıklar ölmez...Lakin yetmiyor gücümüz ölmeyen ölüleri görmeye...
Görmek, bir yol göstericinin izinde mutlak değerlere yakınlık kesbetmek demek. Hayal gücü ve kalp gözüyle bu değerlere yaklaşılabilir. Bizim çıplak bir bakışla elimizi, önümüzdeki eşyayı gördüğümüz gibi, o mutlak değerleri net şekilde görür Peygamberler, büyük veliler. Mümin de onları eşiğinden ayrılmayarak, yanlış yola saptıkça, gördüklerini hatalı şekilde idrak ettikçe doğru yola yönelir, doğruyu görür.
Reklam
Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin..
Yedi güzel adam Biri bir gün bir dağ gördü Gereğini belledi. Ki o dağ Ağaçsız ve yalnız Gökle alıp veriyordu. Rüzgarla ürperir gibi olurdu Beygirin derisi nasıl ürperirse boydan boya Dokununca. Yılanla akreple kertenkele Tavşan keklik kurtla Onlarla Hayvanlarla kımıldanırdı
Tanrı Kavramından Hareket Eden Kanıt (Ontolojik Kanıt)
Ben, sen, herkes, hatta Tanrı'nın varlığını kabul etmeyen bir dinsiz veya deli bile Tanrı derken bir şey anlamaktayız. Bu anladığımız şey nedir? Herhalde en yüksek, en mükemmel, mümkün olan bütün olumlu nitelikleri üzerinde taşıyan, taşıması gereken varlık. Şimdi bu en mükemmel varlığı sadece zihnimizde var olan bir kavram olarak ele almamız mümkün olduğu gibi, onu bunun yanında, aynı zamanda dış dünyada gerçekten var olan bir varlık olarak da düşünebiliriz. Bu iki varlığı birbiriyle karşılaştırırsak hangisi mükemmel bir varlık olarak kendisini gösterecektir? Şüphesiz ikincisi. Neden? Çünkü dış dünyada gerçekten var olan varlık, zihnimizde sadece bir kavram olarak bulunan varlığa göre aynı zamanda var olmasından dolayı daha mükemmeldir. Peki biz Tanrı'yı ne olarak düşünmekteyiz? Mümkün olan en mükemmel varlık. Sadece zihnimizde bulunan, dış dünyada gerçek bir varlığa sahip olmayan bir Tanrı bu tanıma uymakta mıdır? Hayır; çünkü O'nun var olmaması en mükemmel olmaması demektir. Buna karşılık öbür Tanrı, aynı zamanda var olduğu için birinciden daha mükemmel yani en mükemmel varlık değil midir? O halde Tanrı, tanımı gereği vardır.
Hiçbir öz, öz olarak varlığını gerektirmez; o halde, kendisine varlık veren bir varlık olmadıkça her özün, tüm evrenin , sadece bir kavram olarak kalması, gerçekleşmemesi gerekirdi. Ama evren, insan, bütün özler önümüzde varlıklar olarak gerçekleşmiş bulunmaktadır; o halde, onları varlığa geçiren ve kendisinde öz ve varlığın bir ve aynı şey olduğu bir varlık, yani Tanrı vardır.
36 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.