Tekrar belirtmek istiyorum: Budizm yüzlerce kez daha soğuk, gerçekçi ve objektifdir. Günahları yorumlayarak çektiği acıları ve acıya dayanıklılığını namuslaştırmaya ihtiyacı yoktur o düşündüğünü söylemekle yetinir. “ ben acı çekiyorum” Bir barbar içinse acı çekmek hiç de namuslu bir şey değildir. O acı çektiğini kabullenebilmek için önce bir yoruma gerek duyar( içgüdüleri onu daha çok acıyı yalanlamaya ve onlara sessizce katlanmaya iter) “Şeytan” burada bir lütuf olarak görünmekteydi. Çünkü şeytan karşı konulmaz korkunç bir düşmandı ve böyle bir düşman yüzünden acı çektiği için kimsenin utanması gerekmiyordu.
Canım kardeşim ufuk... O yardan bir haber verin derken kiminin sevgilisi kiminin anne babası geliyor aklına. Ama benim aklımda bir tek sen. Bakıyorum dağlara sus pus. Onlardan birinde gömülüsün şimdi. Hiçbiri ağzını açmıyor. Kime hesap sorayım ben şimdi. Hoşçakal gözüm demekten başka hiçbir şey gelmiyor aklıma ve bu çok zoruma gidiyor inan ki. Ama yine de hoşçakal güzel yüzlüm...
13.01.2019
Sevgili Müjde, maviş anne, içimden hiçbir şey söylemeden gitmek geldi. Seni seviyorum. Dün gecenin şiiri yazılmıştı zaten. Ben sadece kaleme alacağım. “Didem”
Aklımın taş kaldırımlarında dolaşırdı adamlar Ayak seslerini dinlerdim
Perdem aralıktı, ışığım açık
Nedendir diyordum durmadan
İnsanın derisine bu kadar güzel bir resim çizmiş Allah
Sanırdım
Allah olmasa çöpten adamlar gibi yakışıksız çıkardık fotoğraflarda.
Ağlamıştık
Boyalarımız aktıkça ferahlamıştık hatırla Gözyaşlarımız siyahtı
Sanırdım
Yanağımın sıcağına göç ediyor kırlangıçlar
Beni anla.
Geçti ömrüm iklimden iklime
Yuva yaptım kaç paket cigaranın bacasında Yorgunum, kahvem çamur gibi
Batmaya da razıyım, artık beni anla
Yeter ki sen beni
Hiç yazamayacağım bir romanın kollarına atma.
Bir masal
bir taş ağırlığında olabilir mi?
Olurmuş meğer.
Birlikte bir masala inanmak istedim
Ben seninle, sadece bu.
Sen beni tek
Tek
Tek
Bıraktın.
Benim artık taş taşıyacak,
Taş kaldıracak, taş atacak
Halim mi var!
"Hayat demek ölümü beklemek demektir. Az çok hepimiz denizi, yıldızları, ağaçları, işte falanları filanları göreceğiz. Bir çok şeyin tadına bakacağız sonra da ister istemez "gidiyorum elveda" şarkısını söyleyeceğiz. Öyle ise gidenin de kalanın da gönlü hoş olsun."
Sadri Alışık'