Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çatlak Yumurta (Kısa Hikaye)
Hikayenin ismine bakınca karikatürden uyarlanmış çizgi film karakterlerinin hikayesi gibi geliyor ilkin aklınıza ama çizgi film değil bu anlatacağım hikaye. Biraz eskilerdeki sır kapısı hikayeleri gibi yaşanmış bir hikaye. O tarihlerde Ege’nin küçük bir sahil semtinde yaşıyordum. Yazın en sıcak zamanları Ağustos ayıydı. Hava o kadar sıcak
06.02.2023 04.17
O geceyi anlatmaya çalışmak ne kadar doğru bilmiyorum, ya da ne kadar kendimi ifade ederim onu da bilmiyorum. Bazı acılara sözler anlam yüklemiyor, tesirsiz kalıyor. 2022'de Haziran ayında öğleleyin yatak alttan üstte doğru sıçradı tabi bu durum bana normal gelmedi. Herkesin dilinde bi maraş depremi vardı zaten, hep ne zaman olacak
Reklam
ACIDA OLSA DOĞRUYU SÖYLEYİNİZ...
Gencin birisi Kâbe'de hep, Ey doğruların yardımcısı olan Allah'ım, ey haramdan sakınanların yardımcısı olan Allah'ım, sana hamdü sena ederim diye dua eder. Bu durum herkesin dikkatini çeker. Birisi, (Neden hep aynı duayı yapıyorsun, başka bir şey bilmiyor musun?) der. O da anlatır: - " 7-8 sene önce yine Kâbe'de iken
. Arkadaşlar bu kitap platformunda ilk hesap açarken, bunun nasıl olduğunu, ya da buraya nasıl denk geldiğinizi veya neyin vesile olduğunuzu anlatır mısın? İlk önce ben anlatayım: Eskiden hayat beni aşırı dar alana sıkıştırıp, çaresizlikler yaşattığında, Kendimin bu dünyaya ait olmadığını, bu dünya ile hiç alakası bile olmayan tertemiz
Uyandım, eskiden yazdığım bir müsvedde çıktı
Ses tonlarımın manaları! Ruhumun şifrelerini böyle çözüyordu.Mesala aklımda ne vardı?Cümlelerimin değil sesimin içinde o kadar büyük ve kesin manalar buluyordu ki, gözlerimi görmesine ve kaşlarımı çatarsam burnumun üstündeki kıvrımları görmesine lüzum kalmıyordu.Zaten aramızda hep telefon konuşmaları vardı.Konuşmalarımızda genellikle yüz yüze gelme veyahut fiziksel bir karşılaşma olmuyordu.Ve hangi cümlemi hangi ses tonuyla söylediysem taklidimi yaparak, ifadelerimin resmini çizer gibiydi. Öyle hissediyordum.Bu sebeple sesimdeki manayı tarif etmesini maceralı bir süreç gibi hissediyordum. Zira konuşmaya başladığım zaman telefonun öbür ucunda derin bir sessizlik oluyordu. Âdeta bir okyanusa dalmış gibi manayı çözmeye yoğunlaşıyordu. Bu hali bende öyle bir merak uyandırıyordu ki dünyanın en esrarlı şeyinin peşine düşmüş gibi" hangi ses tonuyla konuştum söyle? Ne mana vardı sence?" diye sormak geliyordu içimden.O zaman o bana bunu asıl benim kendisine anlatmam gerektiğini bunun daha hoş bir şey olduğunu ve" lütfen "der gibi bir ifadeyle söyleyeceklerimi merak ederek konuşmamı bekliyordu. Aslında aklımdakileri ve kalbimdekileri zaten bildiğini cümlesine ekleyerek benim söylememi bekliyordu.Hayır! Ben ondan duymalıydım. Çok değişik, güzel bir şey olurdu bu.O da benim düşündüklerimin aynısını kendisi için düşünüyordu. Hayır! Sen söylemelisin, bu çok güzel bir şey olurdu" diyordu bana. Aynı şeyleri hissediyorduk. Fakat ikimizin dileği hiç bir vakit gerçek olmuyordu.Nihayetinde bu mevzu sessizce ve usulca kapanıyordu.
ÖNCE SEVGİ VARDI-SUNA TANALTAY “Sevgisiz yaşayamam diyordu, yaşayamam sevgisiz. gözlerini düşünmeden, ellerini tutmadan yaşayamam… içimdeki bu acı, bu içten içe dağlayan sancı var ya, alışmışım bir kere, onsuz olamam…” ve gülüyordu ansızın; gözlerine dolu dolu birikip de akamayan gözyaşlarının ardındaki ışıl ışıl güneşleri yansıtırcasına
Reklam
Yazasım geldi.
Hayatımda geriye dönüp baktığım da çok az şeyi değiştirmek istediğimi düşünüyorum. Her ne kadar şimdi ki halimden aptalca bir şekilde bazen memnun olmasam da yine de kendimle ve geçmişimle barışığım. Fakat değiştirmek istediğim bir şey var ki bu şey bazen aklıma geliyor ve beni üzüyor ve düşündürüyor. O şey, bir horozun kesilmesiydi. Önceden bir
Vitrindeki Manken
İnce uzun boynu, kırmızı renkli ası ipiyle bir kontrast oluşturuyordu. Ayakları ile yer arasında ufak bir boşluk kalmışken, duvarlara vuran ellerinde yaşanmamış bir hayatın faniliği izini bırakmıştı. Ona bakarken, geceleyin yürüdüğüm cadde üzerindeki dükkanlardaki cansız mankenler birden aklıma geldi. Öylesine donuk, Yunan heykellerine taş
************************************Otobüs yolculuğu yapıyorum.Karin Karakaşlı "Can Kırıkları"öykü kitabına başladım az önce. Kitaptaki ikinci öykü 99 depremiyle ilgili.
AkilliBidik
AkilliBidik
Bu ülkede kısır döngüler değişmek zorunda. değiştirmek zorundayız düşünüyorum başka çare bulamıyorum.
Can Kırıkları
Can Kırıkları
"altımdaki zeminin titrediğini
82 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.