SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
"İşte söz konusu olan buydu! Ey halk, ölüm cezasını sizin için değil bakanlık görevine gelebilecek biz vekiller için kaldırıyoruz. Guillotin'in düzeneğinin toplumun üst katmanlarını rahatsız etmesini istemiyoruz. Onu kırıyoruz. Bu herkesin işine gelirse sorun yok, ama biz sadece kendimizi düşündük. Ucalegon yanıyor. Ateşi söndürelim. Çabuk celladı kovup yasanın üzerini çizelim." Önsözden sayfa X
Sayfa 10 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Yargılayanlar ve mahkûm edenler ölüm cezasının toplumdan kendisine zarar veren ve daha sonra da zarar verebilecek olan birini uzaklaştırmanın önemi nedeniyle gerekli olduğunu söylüyorlar.Sadece bu söz konusu olsaydı,müebbet hapis cezası yetecektir.Öldürmek neye yarar?Hapishaneden kaçılabileceğini söyleyerek itiraz edeceksiniz,öyle değil mi?Nöbetçileriniz görevlerini iyi yapsınlar.Demir parmaklıkların sağlamlığına güvenmiyorsanız,hayvanat bahçelerini açmaya nasıl cesaret ediyorsunuz?"
Sayfa 19 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yargılayanlar ve mahkûm edenler ölüm cezasının toplumdan kendisine zarar veren ve daha sonra da zarar verebilecek olan birini uzaklaştırmanın önemi nedeniyle gerekli olduğunu söylüyorlar. Sadece bu söz konusu olsaydı müebbet hapis cezası yetecekti.Öldürmek neye yarar?
İdam Cezası Üzerine ( Bir İdam Mahkumunun Son Günü- Önsöz)
Bazen ölüm cezasının savunucularının bu konuyu yeterince düşünmediklerine inanmaya çalışılır. Ama hangi suç olursa olsun onu toplumun vermediği ve kaldırmaya çalıştığı bu aşırıya kaçan hakla, cezaların en telafi edilmezi olan bu cezayla birlikte teraziye koyun! İki seçenek var: İlki ailesi, ebeveyni, bu dünyada kimsesi olmayan bir insan. Bu durumda hiç eğitim almamış kimse ona aklını ve yüreğini geliştirmesi için özen göstermemiştir; o zaman bu bahtsız öksüzü hangi hakla öldürüyorsunuz? Onu tutunacak bir dalı, bir hamisi olmadan sokaklarda süründüğü çocukluğundan ötürü cezalandırıyorsunuz! Ona kendi dayattığınız dışlanmışlığın suçunu yüklüyorsunuz! Bahtsızlığının suç işlemesine neden olmasını sağlıyorsunuz! Kimse bu cahil adama ne yaptığını öğretmedi. Hatası kendinin değil kaderinindir. Bir masuma darbe indiriyorsunuz. Veya bu adamın bir ailesi vardır; o zaman boynunu kestiğiniz darbenin sadece onu öldürdüğünü, babasının, annesinin, çocuklarının bu durumdan hiç etkilenmeyeceğini mi sanıyorsunuz? Hayır. Onun kellesini uçururken bütün ailesini de öldürüyorsunuz. Ve yine masumları yok ediyorsunuz. Nereden bakılırsa bakılsın masumlara darbe indiren kör ve beceriksiz bir ceza yasası! Ailesi olan bu adamı, bu suçluyu hapse atıyorsunuz. Cezaevinde hala ailesi için çalışabilir. Ama bunu mezarın dibinde nasıl yapacak? Ve babalarını, yani ekmeklerini ellerinden aldığınız o küçük erkek ve kız çocukları, içiniz ürpermeden düşünebiliyor musunuz? On beş yıl sonra bu ailenin erkek çocuklarını küreğe, kız çocuklarını bedenlerini satmaya mahkum ettiğinizin farkında mısınız?
İş Bankası Kültür Yayınları
(COK UZUN VE KİTAPTA HERBİR SÖZÜN DÜŞÜNÜLESİ EN NAİF BÖLÜMÜ) “ Momo, şimdi o büyük salonun içindeydi. Burası en büyük kiliseden daha görkemli, en büyük istasyonların salonlarından bile daha genişti. Güçlü sütunların üzerinde yükselen tavan neredeyse görünmüyordu. Etrafta hiç pencere yoktu. Kocaman salonu aydınlatan altın renkli ışık çevrede
Reklam
353 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.