Garpta 60 - 70 yıl evvel modası geçen, çürüyen her şey, moda, fikir, sanat cereyanları 60 - 70 yıl sonra bizde yeni bir şeymiş gibi benimsenir, yayılır. Volterlerin, Ogüst Kontların, Emile Zola ve benzerlerinin dinsiz, Allahsız, ateist, natüralist fesefeleri, sanatta Tevfik Fikret, felsefe ve içtimaiyatta Abdullah Cevdet, fikir hareketlerinde Hüseyin Cahitlerin tercümeleri, telif, şiir ve makaleleriyle Türk münevverleri arasında yayılmış, her yeniden, her değişiklikten ümit bekleyenler bunların etrafında toplanmışlardı. İşte garbın yeni buluşlarını, yeni hamlelerini takip etmeyen, sadece din, iman, maneviyat düşmanı düşünürlerin fikirlerini, ebedî hakikatlermiş gibi kabul eden bu "Kadrocular" "Aklıselimciler"(!) müspet İlimciler, sonradan inkılâpçılar kadrosu hâline gelmişti.
İşte felsefe ve tarih hocası, münevverlere has bir fikir imtiyazı gibi tanınan bu "tabiat"çıların yetiştirmelerindendi.
"Allah yarattı, Allah yaptı" diyecek yerde, "tabiat yarattı, tabiat yaptı" diyen, "Allah" yerine "tabiat" kelimesini koyuvermekle her şeyi hallettiklerini, müspet düşündüklerini zanneden, bir inkılâp sarhoşluğu, mistisizmi, bir ihtilâl sadizmi ve yıkıcılığı içinde kıvranan bu adamlar eskiden kalma ne varsa, iyi olsun kötü olsun, yanlış olsun doğru olsun, hepsini silip süpürmek, yeni bir dünya yaratmak sevdasında idiler.