İNSAN BİRİKTİRMEK Hz Ömer (ra) bir gün dostları ile otururken; “Allah’ın kabul edeceği tek bir dileğiniz olsa ne isterdiniz?” diye sormuştu. Oradakilerden biri: “Ben şu oda dolusu gümüşüm olsun da onu Allah yakında harcamak isterim.” dedi. Bir başkası: “Bu oda dolusu mücevherim olsa da Allah
AH ALMA KARDEŞİM
💙AH ALMA KARDEŞİM♥️ Yakın zamanda yaşadığım ilginç bir olayı anlatmasam olmaz. Kiracı bir tanıdığım var. Okumuş,kültürlü, kariyerinin son noktasında, insan mı insan temiz kalpli, sevgi dolu bir insan. Durmadan kira ile ilgili arayıp aldığı para ile yetinmeyen bir ev sahibi var. Bir toplantı esnasında bu tanıdığımı yine arıyor. Tanıdığım çok sinirlense de o an çevresindeki arkadaşları yüzünden gereken cevabı veremiyor. Toplantı bittikten sonra kendi kendine ‘’Bu kadar para hırsı nedir?Ölsün ya yok olsun böyle insanlar’’ diyor. Aradan 10 gün gibi bir zaman geçiyor. Adamdan ses soluk yok.Bir gün oğlu arıyor. ''Babam vefat etti artık kira işleri ile ben ilgileneceğim’’ diyor. Duyduğumda ben de inanamadım ama bu yakın zamanda ve gerçekten yaşandı. Her şerde de bir hayır varmış o tanıdığım da oradan taşınıp yeni bir ev satın aldı. Gördüğün göremediğin göz Onun, Bildiğin, bilemediğin öz Onun, Dediğin, diyemediğin söz Onun, Kelamı dudaktan, dilden mi sandın? O dilerse azlar çok olur, O dilerse varlar yok olur, Allah dilerse açlar tok olur, Tokluğu paradan, puldan mı sandın? İlahi adalet diye bir şey var unutmayın. Para için vicdanını satma Güç benim, mal benim, mülk benim deyip Hırsına esir düşüp zulüm yapma Sen de fanisin ben de Ah alma kardeşim ah alma... Ayşe Keleş
Reklam
Lügat
Mükâşefe (ﻣﻜﺎﺷﻔﻪ) i. (Ar. keşf “perdeyi kaldırmak, âşikâr kılmak”tan mukāşefe) 1. Meydana çıkarma, açık, görünür, bilinir duruma getirme, âşikâr etme: Bildirdi bir nigehle dile gamze kasdını / Ne keşfe ne mükâşefe-i râza başladı (Nef’î). 2. tasavvuf. Akıl ve duygular yoluyle erişilmesi mümkün olmayan maddî, mânevî ve ilâhî bilgileri kalp gözüyle keşfetme, bilme: Râhib eyitti: Ey aziz, bu mükâşefe sana kandan hâsıl oldu? (Fuzûlî). Kul cemal vasfı ile mükâşefe hâline erdirildi mi sekr hâsıl olur, ruh neşelenir, kalp aşk hislerine garkolur (Kuşeyrî Risâlesi Terc.).
"Şükretmeyen kalp, rahmeti keşfedemez; şükran dolu kalbi gün içerisinde bırakın, mıknatısın demiri bulduğu gibi, o da her saat, ilâhi bir lütuf bulacaktır. " - Henry Ward Beecher -
Kalbimle oynama
Gençlik yıllarında kalp bir başka atar, kalp bir başkalaşır. İlahi sevginin staj dönemi esintileri sayılabilecek sevdalar belirir içinde, bir yumruk büyüklüğündeki o sihirli mekana tarife sığmaz duygular dolar. İşte tam da bu noktada, “aman dikkat” Neden mi? Çünkü kalp hırsızları çoğalıyor. İnsanların en güzel duygularıyla oynamayı alışkanlık hâline getirenler artıyor. Bir tarafın akıl almaz pişkinliğinin faturasını bir başka taraf onulmaz bir pişmanlık olarak ödüyor. Koruyalım kendimizi dostlar, koruyalım kalbimizi. Oyun değil bu, oynamayalım kalplerle, oynatmayalım kalbimizle...
Aşk nedir?
Aşk kelimesi, dilbilimsel olarak sarmaşık kökünden geliyor. Hakkında pek çok kitapta ve değişik ekollerde türlü görüşler var. Ben de bildiğimce bu konuyu irdeleyim genşler faydalansın dedim :)) Öncelikle aşk ile alakalı bilinen ilk yazımlardan olan
Güvercin Gerdanlığı
Güvercin Gerdanlığı
'dan başlamak istiyorum. Yazar İbn Hazm'a göre aşk ilahi bir şeydir. Endülüsün
Reklam
198 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.