Voodoo, çeşitli şekilleriyle herhangi resmî bir yapısı olmayan bir dindir. Özünde bedenin ilahi güçler tarafından ele geçirildiği bir inanıştır; kendilerinden geçen dansçılar yeryüzüyle cenneti birbirine bağlayan bir direğin etrafında döner ve Iwa’nın ruhları tarafından güdülürler.
…Voodoo kelimesi Fon dilindeki tanrılar ya da ruhlar anlamına gelen vodun’dan türemiştir.
Falcılar Hakkında
Modern Batılı varsayımların aksine, falcıların birçoğunun insan davranışları konusunda sıra dışı bir sezgiye sahip olmaları, bu sezgiler Yunanların inandığı gibi ilahi kaynaklı olmasa da onların komutanlar tarafından büyük saygı görmelerinin sebeplerinden biriydi. Onların bu sezgileri bazen istihbarat değerlendirmesinin yerini alarak yararlı olmaktaydı. Antropolog Philip Peek'in belirttiği üzere: Avrupa geleneği, kehanet bildiren kişiyi, diğer insanlar üzerinde ezoterik bilginin zekice manipülasyonuyla baskı kuran;
endişeli ve her şeye inanmaya hazır kişilerce hak etmediği bir hürmet gören, karizmatik bir şarlatan olarak tanımlama eğilimindedir." Peek, yirminci yüzyıl sonlarında Sahraaltı Afrika'da yaptığı araştırmada, bu inancın tam tersine, kehanet bildirenlerin "sıra dışı bilgeliğe ve yüksek karaktere sahip erkek ve kadınlar" olduğunu tespit etmiştir. Muhtemelen Eski Yunan'daki falcıların birçoğu da böyleydiler. Günümüzde aynı ölçüde ahlaki erdemlere ya da tahmin gücüne sahip olma iddiasında bulunmayan istihbarat analistlerinin sahip olduğundan daha yüksek bir sosyal statüye sahiptiler.
Sayfa 39
Voodoo
Voodoo, çeşitli şekilleriyle herhangi resmî bir yapısı olmayan bir dindir. Özünde bedenin ilahi güçler tarafından ele geçirildiği bir inanıştır; kendilerinden geçen dansçılar yeryüzüyle cenneti birbirine bağlayan bir direğin etrafında döner ve Iwa’nın ruhları tarafından güdülürler.
…Voodoo kelimesi Fon dilindeki tanrılar ya da ruhlar anlamına gelen vodun’dan türemiştir.
Sayfa 302Kitabı okudu
Lawrence için imparatorluk manevi bir anlayışla "ilahi bir düzen" dir. Bu ilahi düzenin geri kalmış ülkelere Britanya'nın kanunları, kültürü ve kuruluşunun sağlamlığı ile elini uzatmasının kaçınılmaz olduğu ifade edilmektedir.
Eğer bir ilahi varlık olasılığını kabul ederseniz, onu kendini ifşa etme gücünden yoksun bırakamazsınız, herhangi bir mevcudiyet veya "tanrı" terimini hak eden bir varlığın hiç zorlanmadan bu yetiye sahip olacağı açıktır. Burada- ki gerçek soru neden tecelli olduğu değil, neden daha fazla tecelli olmadığıdır…..
Sayfa 53Kitabı okudu
Çürüyor dünya. Sanmayın faydası var bize bunun. Rezillere emanet etmiş devleti rezil kader. Alçak, etrafımızdaki cümle rütbe sahipleri. Bize ancak ilahi merhameti beklemek mukadder.
~III. Mustafa, 1770 civarı Konstantiniyye, Philip Mansel
Sayfa 5 - Sırtlan YayınlarıKitabı okudu
Ancak belki de en basiretli tutumu Francis Bacon sergiler. Ateist yaftası yemekten da- ima ozenle kaçınan Bacon, bilimi teolojiye zincirlemenin ne bilime ne de dine iyilik olmadığını ısrarla vurgular. Zira bu, dini aklın tut- sağı haline getirecek, dolayısıyla şartlara bağlı kılacak; din de yapı- Tan yeni keşiflere uymak için sürekli olarak gözden geçirilme teh- likesi içinde yaşayacaktır. Bacon şöyle yazıyordu: "Sadece fantastik felsefe değil, sapkın din de ilahi ve insani meselelerin saçma karışı- mından kaynaklanır. "887 Bacon'ın bu noktada dini bütün Boyle'dan daha hayırlı bir fikre sahip olduğunu anlamak için, günümüzde ki- tabi kökten dinciliği muhafaza edebilmek -yani, kutsal kitapları doğa tarihi gibi okuyabilmek- adına bilimi karalamaya veya çarpıt maya yönelik talihsiz girişimlere tanıklık etmek yeterlidir.
Sayfa 540Kitabı okudu
Takdiri ilahi doktrini
Weber, '' KURTULUŞ iyi eylemler vasıtasıyla alınamaz, satılamaz ve kazanılamaz''.
Sayfa 34
Namıdiğer "devlet benim" diyen XIV. Louis
İspanya'nın düşüşte olması ve İngiltere'nin henüz güçlenmemiş olması Fransa'nın, 17. yüzyılın ikinci yarısının büyük kısmında Avrupa siyasetine hakim olmasını sağladı. 1643 yılında henüz beş yaşındayken kral olan XIV. Louis, Avrupa tarihinin en uzun süre tahtta kalan (1643-1715) hükümdarı oldu. XIV. Louis, ülkeyi ilahi bir hakla yönettiğini iddia ettiği o meşhur söylemiyle kendisinin bizzat devlet olduğunu ilan etti. O kadar güçlüydü ki 17. yüzyıl XIV. Louis çağı olarak bilinir hale geldi. İmparatorluğunu genişletmek için, İspanya Kralı iV. Philip'in kızı olan ilk kuzeni ile evlendi. Büyüme
kabiliyetine rağmen Fransa hiç de sorunsuz değildi. İçeride; koyu bir Katolik olan Louis din savaşlarından kaçınmıyordu, Nantes Fermanı'nı yürürlükten kaldırıp, Protestanlığı yasadışı ilan etmişti. Dışarıda ise şahsını temsilen seçtiği
amblemden dolayı 'Güneş Kral' olarak adlandırılan Louis'in son on yılları, Fransa'nın pek çok zenginliğini boşa harcadığı muhtelif savaşlarla geçti.
Trompe l'oeil
Trompe l'oeil resmin kullanımı, barok sanatlar ve dekoratörlerin bir iç mekân duygusu yaratma biçimiydi. Trompe l'oeil (Fransızca kelime anlamı "göz aldanması"), gerçek görünecek kadar gerçekçi olan resim sahneleri içerir. Barok kiliselerde bu yöntem sıklıkla tavan resminde kullanılır; tavan ilahi varliklarla dolu bir gökyüzüne dönüştürülür. Duvarların üstleri etrafindaki kornişler bu göksel manzarada bir nevi pencere çerçevesi islevi görür; melekler (putti) çerçevenin kenarlarından eğilerek aşağıdaki insan mekanına yukarıdan bakar gibi görünür.Bu tarz dekoratif etkiler, cenneti insan dünyasına yaklaştırarak duygusal bagimizi güçlendirmenin bir yoludur ki bu da Karşı-Reform'un stratejilerinden biridir.
Sayfa 25Kitabı okudu
Sartre'ın varoluşçuluğu, insana yönelik sorumlulukların mazeretlerinin ilahi bir varlığa yüklenmesini kabul etmemektedir.
Sayfa 195Kitabı okudu
Descartes, ilahi bir şekilde güçlü ama oldukça kötü niyetli bir varlık tarafından kandırılmakta olduğumuz bir senaryo düşünerek, insanların yanlış düşünmek konusunda manipüle edilmiş olabileceğine de ihtimal vermektedir. Descartes'in bu radikal aldatmaca görüşü, Matrix ve 12 Maymun gibi birçok popüler filme konu olmuştur.
Sayfa 96 - YakamozKitabı okudu
"Bir denge. İlahi uyutmanın bir yöntemi. Ama ne ince bir mekanizma! Herkes her an tehlikede... Aniden heyheylenen o Varlık hep yakınınızda. Hep dinlemekte.
Sayfa 125 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
