Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yokuşta Koşanlar

Yokuşta Koşanlar
@ilhak_keve
Yol yoktur ; yürürsen yol olur... Bab' Aziz
Psikolojik Danışman
Lisans
Istanbul
null, 1994
37 okur puanı
Aralık 2016 tarihinde katıldı
Sevgi kusurları yok etmez, onları da kabul eder.
Reklam
Seçim zamanı okunacak bir şaheser...
Adına gerçekten layık bir muhbir,kim etmiş olursa olsun, onu dünyaya getiren annesi bile etmiş olsa hiçbir yemine güvenmemeyi, hele ki bir yerine iki yemin etmek gerekmişse daha az güvenmeyi, kutsal ilke olarak, altın kural olarak, yasa hükmü olarak, yerine getirilmesi gereken yükümlülük olarak kabul eder.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cehennem yerinde hiç ateş yoktur. Herkes ateşini buradan götürür.
Dünyanın bütün kitapları doyuramaz kafamın açlığını. Neler neler okumadım! Ama yine de kafamın açlığından ölüyorum... Anlayışım arttıkça, bilgim eksiliyor...
Reklam
Aklınla yaptığın yanlışı,gücünle tamir edemezsin.
Cansız bir nesne olsaydım, insanlığı dışarıdan seyreden...
Ya da, ille bir şey yapacaklarsa, bir çocuk bahçesinde oyuncak yapsınlardı beni. Herhangi bi şehrin herhangi bir semtinde, çiçeklerin, bankların, ve salıncakların arasında bir tahterevalli olaydım sözgelimi..
Kâinattaki en karmaşık yaratık olmak ...
Boş yere hayallere kapılıp, şu insan denen yaratığa bel bağlamamalıydım. Çünkü, yüzyıllardır çözülemeyen acayip bir bilmeceydi insan. Derinlerden daha derin bir sırdı ya da ucu bucağı olmayan, içi pisliklerle, içi eşsiz güzelliklerle dolu, alabildiğine karanlık ve karmakarışık bir evrendi. Öyle ki, onca kafa patlamasına rağmen, binlerce yıldan bu yana kendisi bile çözemiyordu kendisini.
Rüya hünerli bir sihirbazdır. Varlıkların boyutlarını ve birbirlerine olan uzaklıklarını değiştirir, yanyana uyuyan kişileri ayırır, birbirine uzaktaki kişileri kavuşturur.
Reklam
Açıkçası ölüme acımamak gerekir. Onun, geçmişin hiçbir döneminde bize gösterme nezaketinde bulunmadığı merhameti, bizim de ona göstermememiz için sayısız haklı nedenimiz var, o her zaman dik kafalı davranmış, kesinlikle bizim isteklerimizi göz önünde bulundurmadan hep kendi istediğini yapmamış mıdır zaten? Buna karşın en azından kısa bir an için gözlerimizin önünde beliren imge, ölüm döşeğinde bulunanların döşeğin ayakucunda görüp, gözlerini diktikleri görüntüden ziyade, bir yıkım ve perişanlık abidesi şeklindeydi, ölüm döşeğinde bulunanların ayakucunda beliren görüntü, ölümün mektuplara yaptığına benzer bir hareket yapar, ama hareketi tersten yapar, git demez, gel der. Optiğin bir cilvesi olsa gerek, ölümün gözlerimizin önünde beliren, sanal ya da gerçek görüntüsü bu aşamada oldukça küçük duruyor, iskelet adeta çekmiş gibi, ama iskeletin her zaman bu boyutta olup da onu gözlerimizde yüceltenin içimizdeki korku olması da muhtemeldir.
"Bir şehir kadar kalabalıktır bazılarının yalnızlığı..."
Reklam
"Ölmek, öldürmekten daha önemlidir. Kendimizi savunmak için öldürüyor, ama insanları ikna etmek, kazanmak için ölüyoruz. İnsan kazanmak bir amaç, kendini savunmak ise sadece bir araçtır.”
Sayfa 131Kitabı okudu
"Sözler ister iyi, ister kem olsunlar, oklara benzerler; sürüyle atarsın içlerinden biri hedefi vurur.”
Üzerine düşünülmesi gereken yükte hafif pahada ağır sözcükler.
Yönetmek için gereken vasıflarla iktidara gelmek için gerekenlerin aynı olmadıklarını söyle ona. İşlerin iyi idaresi insanın kendini unutup sadece başkalarıyla, özellikle de en muhtaç durumdakilerle ilgilenmesini gerektirir; oysa iktidara gelmek için insanların en açgözlüsü olup kendinden başka hiçbir şeyi düşünmemek, en yakın dostlarını bile ezmeye hazır olmak lazım.”
"Başlamak için uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin; şimdi başla, şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla."
Bu fikri sorulmadan dünyaya getirilen bireylerin serzenişidir.
''Dünyaya gözümüzü açıyoruz ve o anda, tüm yaşamımızı bağlayacak bir sözleşme imzalamış gibi oluyoruz, ne var ki günün birinde bir an gelir. "Bu imzayı benim yerime kim attı" diye sorabiliriz.''
Reklam
Yaşamak için anlam arayanlara...
Hayatta hiçbir şey, uğrunda ölmek için istenmez. Her şey yaşamamız için olmalıdır.
İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.
İnsan, kendini kuşatan yapay oluşları, put bildiği, put haline getirilmiş fikirleri kafasından kovabildiğinde, yeniden muktedir insana dönüşmenin yolunu açabilir. Değilse, hurmadan putlar karşısında bile acze düşer.
Çünkü rakamlar sınırları belirler; iyinin, mükemmelin sınırları yoktur...