İnsanın doğuşunu görmekten herkes kaçar, ama ölümünü görmeğe hep koşa koşa gideriz.
İnsanı öldürmek için gün işığında geniş meydanlar ararız, ama onu yaratmak için karanlık köşelere gizleniriz.
İkincisi, bir kişi çok uzun yaşasa da çok kısa yaşasa da aynı şeyi yitirir. Bu da şimdiki zamandır ve insan sadece bundan mahrum olabilir; nihayetinde insan yalnızca buna sahiptir ve hiç kimse sahip olmadığı şeyi yitiremez.
Başka birinin ruhundakileri izleyip anlamadığı için bedbaht olanlara sık rastlanmaz; fakat kendi ruhunu yakından takip etmeyenlerin bedbaht olması kaçınılmazdır.