Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlhama Mammadova

İlhama Mammadova
@ilhama96
“Televizyonu çok eğitici buluyorum. Ne zaman birisi televizyonu açsa, yandaki odaya gider ve kitap okurum.” -Groucho Marx
Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder; çünkü, her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır.
Reklam
İnsanın doğuşunu görmekten herkes kaçar, ama ölümünü görmeğe hep koşa koşa gideriz. İnsanı öldürmek için gün işığında geniş meydanlar ararız, ama onu yaratmak için karanlık köşelere gizleniriz.
İkincisi, bir kişi çok uzun yaşasa da çok kısa yaşasa da aynı şeyi yitirir. Bu da şimdiki zamandır ve insan sadece bundan mahrum olabilir; nihayetinde insan yalnızca buna sahiptir ve hiç kimse sahip olmadığı şeyi yitiremez.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Başka birinin ruhundakileri izleyip anlamadığı için bedbaht olanlara sık rastlanmaz; fakat kendi ruhunu yakından takip etmeyenlerin bedbaht olması kaçınılmazdır.
Reklam
“Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.”
Ben daha mütevazi mutluluklara alışkınım - çoğu zaman akşamları bir kitabım olur, bir arkadaşım, güzel bir mektubum, bir az da müziğim. Aslında bunlardır benim mutluluk diyebileceğim şeyler. Çoğaldıkları zaman onlarla ne yapacağımı bilemiyorum - başkalarıyla paylaşmak istiyorum. Tüm bunlar benim için çok büyük bir mutluluk. Bunca mutluluğu ne yapacağım?
Hiçbir yardım almadan tek başına yaşamak zorunda kaldığı bir şey başına gelmişti ve hayatının geri kalanı boyunca onu yüreklendiren de bu oldu.
Ben daha çok kendi içimde yaşayan bir insanım... Bunun için size nazaran birkaç misli fazla yaşamış sayılırım.
“ Etrafındaki yepyeni şeyleri keşfetmek, tüm güzelliklere hayranlıkla bakmak onu çok mutlu ediyordu. Genelde diğerlerinin sohbetlerine katılması istenmezdi ve zaten kendisi de bunu arzu etmezdi. Alıştığı şekilde, kendi düşünce ve fikirleri en iyi arkadaşlarıydı. “
Reklam
“Gerçekliğini unutmuş olduğun için ve onun yerine geçen sahte bir şeyle yaşadığın için, tüm eylemlerin ikiyüzlü bir hal alır. Gülümsersin ama gülümsemen kalbinden gelmez. Gözyaşı döker, ağlarsın ama göz yaşların çok yüzeyseldir. Seversin ama sevginin varlığında kökleri yoktur. Tüm eylemlerin uykusunda yürüyen bir kimseninki gibidir; bir uyurgezermişsin gibidir.”
“İnsanın kurallara ihtiyacı olmasının ardındaki neden onun hayvan olmaktan çıkması, ancak henüz bir insan haline de gelememiş olmasındandır; o arada kalmıştır. Tüm kurallara duyulan ihtiyaç bundandır. Şayet o bir hayvan olsaydı hiç ihtiyaç olmazdı. Hayvanlar kurallar, kanunlar, anayasalar, mahkemeler olmadan mükemmel olarak yaşar. Şayet insanoğlu gerçekten insan olabilirse —sadece lafta değil, gerçekte de— hiçbir kurala ihtiyaç duymayacaktır.”
“Çünkü insanın kendisini incitmesi, bir başka insan tarafından incitilme olasılığının yarattığı korkudan daha az acı verir.”
“Mutsuzluk, yaşama katılacak yürekliliği gösterecek yerde, insanın kendi içinde ürettiği ve gerçek dünyayla ilgisi olmayan duygularla yoğrularak kendini yaşamaktan kaçınma sonucu yaşanan bir olgudur. Mutsuz insan, kederine karamsarlık, sevincine kaygı katar, gerçeğini doyasıya yaşayamaz. Çünkü kendine karşıdır.”
“Gerçek anlamda sevgi, diğer insanları da kendimiz kadar sevebilmeyi içerir, kendimizden çok ya da kendi yerimize değil.”
Reklam
“Ne var ki, birçok insan kendini tanımak için çaba göstermeksizin yaşamına anlam katabilmeyi umar ve beklediklerini bulabilmek için bir mucizenin gerçekleşmesini bekler. Oysa insan, gerçeklerini tanıyabildiği oranda kendisiyle uzlaşır ve çevresine karşı da daha hoşgörülü olur. Bunu başaramayan biri ise hoşlanmadığı ve kabul etmediği bilinçdışı benliğini diğer insanlara yansıtır, onları eleştirir ve kınar. Bunu yaparken, aslında, tanımadığı gerçek benliğini seyretmekte olduğunun farkında değildir.”
“Çünkü insan zihni geliştikçe düşünceler de çoğalmıştır. Düşüncelerin gelişmesi insanın kendi kendisini ve geleceğini yönlendirmesinde ona yardımcı olmuş, ama içgüdülerin zayıflaması insanın diğer insanlara ve geliştirdiği teknolojiye eskisinden daha bağımlı bir duruma gelmesine neden olmuştur.”
“İnsan, varolduğu günden bu yana sürekli olarak içinde yaşadığı dünyayı ve evreni tanımaya ve anlamaya çalışmış, ancak bu çabası içinde en az tanıyabildiği varlık yine kendisi olmuştur.”
“Buna karşılık bazıları yaşayarak mutluluğa ulaşmaya çalışacakları yerde, mutlu olabilmek için kendi dışlarında bir şey olmasını bekler, ya da nasıl mutlu olunabileceği konusunda sonu gelmez tartışmalar sürdürürler.”