En başta, insan ne olmak istediği, ne yapmak istediği konusunda
kesin kararlı olmalıdır; tam da bu neredeyse hiç kimsede yoktur. Oysa
kararlılık ön koşuldur, o olmadan mutluluk olmaz. O olmadan insan
sürekli olarak bir belirsizlikler denizinde yüzer, akşam kurduğunu
sabah yıkar, ömrünü budalalıklar yapmak ve bunları telafi etmekle,
bunlardan pişmanlık duymakla geçirir. Bu pişmanlık hissi, ruhumu-
zun hissedebileceği en acı veren ve en nahoş duygulardan biridir; ken-
dini bundan korumayı bilmek en büyük sırlardan biridir... Telafi
etmek veya telafi edici çareler bulmak için, bulunulan yerden yola
çıkılmalı ve zihnin bütün keskinliği kullanılmalıdır. Fakat asla geriye
bakılmamak ve ilk gözlemden sonra beklenen ders alınmışsa, yapılan
hataların anısı her zaman zihinden uzaklaştırılmalıdır.
(Emilie Marquise du Châtelet: Mutluluk Üstüne İnceleme)