Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İlknur

152 syf.
·
Puan vermedi
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell
8.5/10 · 245,6bin okunma
Reklam
Allahım, bana huzurlu ve sade bir hayat bağışla. Hayatımı daimi bir meşakkate ve günden güne artan bayağı bir çileye döndürme.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gömmedik onu, toprakla mühürledik. Nihayet hep olduğu şeye dönüştü. Bir tapınağın ilk taşı gibi yerine oturmuştu.
Tıpkı bir ceylan gibi koşunun sonunda bitkin düşmüştü ama hala tebessüm ettiğine göre olup bitenlerin pek de farkında değildi. Ancak bu tebessüm nehir boyunca esen bir rüzgârdan ibaretti... Bir rüyanın son kıvılcımı... Bir kuğunun su üzerinde ardında bıraktığı iz... Anbean yatışıp berraklaşan suda çok değerli olsa da akılda kalması güç bir iz... Ta ki su üstündeki bu basit çizgi kuğunun uçup gitmesi ile tamamen duru bir hale gelinceye dek...
Reklam
Böylece can çekişme safhası, hafızanın gelgitleri ile dengesini yitirmiş, anbean kayıp giden bir şuurun şiddetli ızdıraplarıyla başlar. Kabarır ve yatışır, gelir ve giderler, getirip götürecek stoklardaki tüm imgeleri, hatıraların kabuklarını o güne dek işitilmiş tüm seslerden arta kalanları yüreğin algleriyle ve dirilen tüm şevkat yüklü anılarla yıkanarak yeniden ve yeniden tırmanırlar. Ancak ekinoks nihai medcezire hazırlanmaktadır. Yürek boşalır, gelgittin getirdiği her şey Tanrı’ya geri döner.
%3 (25/672)
Kale
KaleAntoine de Saint-Exupéry
8.9/10 · 257 okunma
Yalnız kalmadan hakiki mutluluğu bulmak mümkün değildi. Gökten düşen melek muhtemelen diğer meleklerin henüz tatmadığı o yalnızlık duygusunu arzuladığı için Tanrı’ya ihanet etmişti.
Elbet akıl da sonsuz değil, gelip geçicidir; ancak akla beslediğim bu düşkünlüğümün nedenini siz de bilirsiniz. Hayat can sıkıcı bir tuzaktır. Düşünen bir insan olgunluğa eriştiğinde ve tam bir bilinç kazandığında kendini istemsiz olarak sanki çıkışı olmayan bir tuzağın içindeymiş gibi hisseder. Aslında insan, iradesi dışında birtakım tesadüfler tarafından yokluktan var olmuştur. Peki neden? Varlığının anlamını ve amacını öğrenmek ister. Sorularına cevap alamaz ya da saçma sapan cevaplar alır. Kapıyı çalar ama açan kimse olmaz. Ölüm de aynı şekilde iradesi dışında karşılar insanı. İşte tıpkı bir hapishanede ortak bir felaketle birbirine bağlı olan insanlar bir arada olduklarında kendilerini nasıl daha rahat hissederlerse, hayatta da analiz etmeye ve sentezlemeye yatkın olan insanlar bir araya geldiklerinde, onurlu ve özgür düşüncelerini birbirlerine aktararak vakit geçirdiklerinde bu tuzağın farkına varmazlar. Bu bakımdan akıl yeri doldurulamaz bir zevk kaynağıdır.
Siz de çok iyi bilirsiniz ki bu dünyada insan aklının yüksek manevi dışavurumu dışındaki her şey önemsiz ve sıkıcıdır. Akıl, hayvanlar ve insanlar arasında keskin bir sınır çizer. İnsandaki ilahi yöne ışık tutar, hatta bir dereceye kadar gerçekte var olmayan ölümsüzlüğün yerini tutar. Buradan yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki akıl elimizde olan yegane zevk kaynağıdır. Etrafımızda akla dair hiçbir şey görmüyor, duymuyoruz, bu da zevkten mahrum olduğumuz anlamına geliyor.
Reklam
Eğer ölüm herkes için olağan ve meşru bir sondan ibaretse insanların ölmelerine engel olmak niye? Bir tüccarın ya da memurun fazladan beş, on yıl yaşamasının kime ne faydası var? Tıbbın gayesini ilaçların acıları hafifletmesi olarak görürseniz kaçınılmaz olarak ortaya şu sonuç çıkar: Acıları hafifletmenin amacı nedir? İlk olarak acıların insanı kusursuzluğa götürdüğü söylenir. İkinci olarak ise eğer insanoğlu acılarını haplarla ve damlalarla hafifletebileceğini öğrenirse bugüne kadar onları hem her türlü kötülükten koruyan hem de onlara mutluluk bahşeden dini ve felsefeyi tümüyle terk edebilir. Ölüm döşeğindeki Puşkin korkunç acılara maruz kalmış, zavallı Heine yine birkaç yıl felçli yaşamıştı. Peki acı çekmedikleri takdirde bir amip gibi bomboş ve anlamsız bir yaşam sürecek olan falanca Andrey Yefimıç ya da filanca Matryona Savişna’nın hasta olmasına engel olmak niye?
Sayfa 17 - Andrey YefimıçKitabı okudu
Önyargılar, gündelik yaşantımızdaki bütün bu pislik ve iğrençlikler gereklidir, çünkü bunlar gübrenin kara toprağa dönüşmesi gibi zamanla faydalı bir şeye dönüşür. Kökeninde pislik barındırmayan iyi bir şey dünya üzerinde bugüne kadar görülmemiştir.
Gelgelelim rastlantının matkap uçları elmastandır ve içinde bolca tehlikeli tuzak barındıran kader, hiç umulmadık bir yerden kendine bir kapı bulmayı bilir ve kaya gibi sert mizaçları bile temelinden sarsarak darmadağın eder.
155 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.