“Bana öyle geliyor ki,sizin gülmenizle kızmanız,iltifat etmenizle azalamanız arasında hiçbir fark yoktur...Size ait hiçbir şey çirkin olamaz sanıyorum.”
Düşünüyorum ben mi çok hassasım yoksa insanlar mı çok düşüncesiz. Herkes kendi hayatına baksa, başkalarının tercihini sorgulamasa, saygı duymayı bilse, iltifat etmesininin kendinden bir götürüsü olmadığını bilse, ölümü unutmayıp bu dünyanın geçici olduğunu bilerek hareket etse. Belki mavi kelebekler gelir her şey güzelleşir ve bambaşka olur..
Sen hiç uyanma Mozart, zamanların en kötüsü bu çağ
2007’de New York’da sosyal bir deney yapılır. Metro istasyonunda bir keman virtüözü kemanını eline alır ve çalmaya başlar. Önünden bine yakın insan geçer. Bach’tan Schubert’ten ünlü parçalar çalar. Toplamda sadece altı kişi durup müziği dinlemiş, yirmi kişi de para bırakmıştır. 32 dolarla metrodan ayrılan müzisyen, dünyaca ünlü keman virtüözü
Büyüklük odur ki hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için hakiki ülkü ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen bunda mukavemeti yok eden olacaksın, önüne sonsuz engeller yığacaklardır, kendini büyük değil, küçük, zayıf, vasıtasız ve hiç kabul ederek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Ondan sonra sana büyük derlerse, bunu diyenlere de güleceksin.