"cinsel tacizle iltifat arasında ince bir çizgi vardır. Sevgi ve beğeni ifade eden cümlelerden sonra karşı taraf açık ve net bir karşılık vermedikçe, devam eden beyanlar cinsel taciz olabilir. Sürekli olan bu beyanlar karşı tarafça cevaplandırılmıyorsa, bu artık cinsel tacizdir. Olağanın ötesinde ısrarcı
davranışlarda bulunmamak, kişiyi istenmeyen bakış ve mimiklerle rahatsız etmemek gerekir. Sevdiğini söylemenin de bir sınırı ve adabı vardır. İletişim kurarken dikkatli olmak gerekir. Ne söylenildiği kadar, nasıl söylenildiği de önemlidir."
Av. Cesim Parlak
• Evlendikten sonra birincil aileniz, eşiniz ve çocuklarınızdır.
• Evlenen değişir. Evlendiği halde bekârlığını sürdürmeye çalışan, evliliği hazmedememiştir.
• Evlilik, güç birliğidir, güç savaşı değildir.
• Evlilikte iki tarafın da kendine ait özel alanı olmalıdır. Bu kafasına göre takılmak değil, birey olmasının koşuludur.
•Evlilikte
Karlı bir kış gecesiydi. Eş dostla yiyip içmiştik. Mesafe kısa diye, evime yaya olarak dönüyordum. Fena halde sıkışmıştım. Hızlı adımlarla, malikânemin bahçe kapısına vardım. Kapı kilitliydi. Var gücümle uşağıma seslendim: “Igooooooor!”. Defalarca haykırmama karşın Igor’un beni duyduğu yoktu. Sidik torbam atlas okyanusu büyüklüğüne ulaşmıştı. Altıma kaçırmak üzereydim. Yaşlılık işte. Çaresiz, bahçe duvarına yanaştım, etrafa bakındım, görünürde kimse yoktu, pantolonumu indirdim ve su dökmeye başladım. Tam o sırada arkamda bir at arabası durdu. Hiç kıpırdamadan, sessizce işiyordum. Arabacı nefret dolu bir sesle “Seni haddini bilmez, buruşuk O… çocuğu! O işediğin, Sefiller’in yazarı Victor Hugo’nun duvarıdır!” dedi. İşte, hayatımda duyduğum en iltifat dolu söz buydu.
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Okuyalı epey zaman oldu. Açıkçası bu kitabı incelemek isteği bu sitedeki incelemeleri okuyunca oluştu. İnceleyenlerin birçoğu uzun uzun açıklamak, örnekler vermek, neden desteklediğini anlatmak yerine adeta Muazzez Hanım’ın fanı gibi okunmalı, mükemmel şeklinde yorumlar yapıyor. O kadar garip, şişirilmiş inceleme
Bu Kitabı Sevgilisine Hediye Eden Biçare Zavallılara!!!
Bir kitabın daha sonuna geldik. Yine uzun zamandır kitaplığımda duran bir kitap. Bir kitabı aldığımda hemen açıp okumaya başlamam. Öncelikle kitaplığa okunacak kitapların arasına yerleştiririm. Okuma sırası geldiği zamanda hemen okumaya başlamam. Öncelikle en az 10 dakika kitabın dış yapı
Neden bilmiyorum, sevdiğimiz insanlara iltifat ederken çok cimriyiz. İyiyi güzeli söylerken dilimizde kat kat kilitler, kötüyü söylerken hep bir kusma fiili içindeyiz. Oysa güzel bir iltifat aldığı zaman gözleri kocaman açılan kadının güzelliğini hangi kozmetik firması vaadebilir ki? Takdir gören bir adamın gülüşü hangi diş macunu reklamında var? Aldatma oranlarının bu kadar artmasının arkasında da bu eksiklik var bana göre. Karısından ya da kocasından duyamadığı şeylerin peşinde koşan insanların intiharları gibi biraz da bu aldatmalar. Belki bu defa düştüğüm o "değersizlik" çukurundan bir kaç tılsımlı şey ile çıkabilirim çırpınışı. "Belki bu defa birisi gerçek beni görüp takdir eder" aldanışı. "Beni ben olduğum için sever birisi, değiştirmeye çalışmadan, kızmadan, "sen busun" diye yargılamadan kollarını açar bana belki" rüyası. Gerçi sonunda hep ter içinde uyandığımız kabuslar oluyor rüya zannettiklerimiz.
•| Alıntı |•