“Düşünce ve ifade özgürlüğü olmayan yerde beyin nefes alamaz müdür bey! Düşünmek, hayal etmek, tartışmak hatta, inanmak veya inanmamak bile sınırlandırıldığı için beyinler ya gidiyor, gidemeyenler de...”
Çıkardığım sonuç çok basit: inanmak veya inanmamak, ikisi de birdir. Şu anda bana Tanrı'nın aydınlatıcı varlığını kanıtlasalar bile, tutumumda bir farklılık olmazdı.
"Düşünce ve ifade özgürlüğü olmayan yerde beyin nefes alamaz müdür bey! Düşünmek, hayal etmek, tartışmak hatta, inanmak veya inanmamak bile sınırlandırıldığı için beyinler ya gidiyor, gidemeyenler de..."