.
Bencereden dışarı baktım. ...Bir «incir kuşu» pencerenin pervazına konmuş bana kakıyordu"
"Ne olur, tutsak düşmüşlüğüm yüzünden beni hor görme,"
diye kendi kendime söylendim.
.
Ewet, güzel incir kuşu..Dünyanın en bahsız
kadını olduğumu sen de görebiliyor musun?
Her gün ağır ağır ölüyorum.
Kederimden her an kahroluyorum.
Sen dışarıda özgürce uçup ötüyorsun, bense
«esir tutulduğum kafesimde» öfkelenip çıldırıyorum.
İncir kuşu uyandı
Seslendim
Önüme düştü sesim
Sırra kadem bastı gardan ayrılan tren
Sarardı limon ağacı
Karnımın şurasında bir eski iz uyandı
İkinci dünya harbinden diyorum soran olursa
Kendine gömülü insanların
Yediveren limon ağacı
Hepimize yeter sarısı
Ansızın Zineta abla gözümün önünde belirdi. Simsiyah saçları birdenbire ağarmış,yaşadığı kederden dolayı ağzı yamulmuştu.İnanılmaz bir soğukkanlılıkla,çocuklarının bedenlerinden koparak incir ağacının dallarına yapışan parçaları ve kuşların cansız bedenlerini tek tek elleriyle topluyor, siyah bir torbaya koyuyordu. "Sen delirdin mi be kadın?" dedi olay yerine koşup gelenlerden biri ağlayarak."Cansız kuşları neden topluyorsun?"
Zineta abla kıda bir süre boş gözlerle kadına baktı.Sonra elinde tuttuğu cansız kuşu da siyah torbanın içine koydu.
"Öyle söyleme,"dedi tuhaf bir bakışla. "İncir kuşları da benim evlatlarım sayılır."
Bir incir kuşu pencerenin pervazına koymuş bana bakıyordu, ne olur tutsak düşmüşlüğüm yüzünden beni hor görme , diye kendi kendime söylendim.
Tuhaf bir şekilde ötüp durdu, incir kuşuna baktım bir anda ağlamaya başladım. sanki o anda benimle birlikte ağlıyordu pencerenin önüne gittim ona uzun uzun baktım neden biz dedim, biz buna asla hak etmedik suçumuz Müslüman olmak mıydı? artık her gece kabuslar içinde uyanıyorum hayatta uyanık kalmaktan da uyumaktan da korkar oldum.
İnanılmaz bir soğukkanlılıkla, çocuklarının bedenlerinden koparak incir ağacının dallarına yapışan parçaları ve kuşların cansız bedenlerini tek tek elleriyle topluyor, siyah bir torbaya koyuyordu.
"Sen delirdin mi be kadın?" dedi olay yerine koşup gelenlerden biri ağlayarak.
"Cansız kuşları neden topluyorsun?"
Zineta abla kısa bir süre boş gözlerle kadına baktı. Sonra elinde tuttuğu cansız kuşu da siyah torbanın içine koydu.
"Öyle söyleme," dedi tuhaf bir bakışla. "İncir kuşları da benim evlatlarım sayılır."