Descartes'ın "Ben bütün özü veya tabiatı düşünmekten ibaret olan bir tözüm" dediğinden bu yana Batı âlemi yalnızca ruh ile bedeni, din ile dünyayı birbirinden kopuk farz eden bir anlayış alanını yaygınlaştırmakla kalmadı; aynı zamanda insan ile tabiatı da birbirine rakip olabilecek iki unsurmuş gibi algılatan bir yol tutturdu.
Hayattayken insan bedeni yumuşaktır, öldüğünde ise kaskatı. Hayattayken otlar ve ağaçlar esnektir, öldüğünde ise kupkuru. Bundandır ki, sert ve katı ölümün yoldaşıdır, esnek ve yumuşaksa yaşamın.
Sayfa 292Kitabı okudu
Reklam
Ruh Bilim
Ruh var mıdır? İşe bu soruyla başlamak gerekir. Birazcık düşünürsek, ruhun varlığını hemen bulabiliriz. Bir ölüde bulunan bütün organlar, canlı insanda da vardır ki, o hareket edebilirken, ruh böyle bir eylemden yoksundur. İşte bedeni dolduran bu hareketi sağlayan unsur, ruh'tur.
Sayfa 123
İnsan yaşamı sınırlıdır, varlığı akışkandır, eğilimi belirsizdir, tüm bedeni çürümeye yatkındır, ruhu girdap gibidir, kaderi anlaşılmaz ve ünü muallaktır. Kısacası tüm beden bir nehir gibidir, ruh ise rüya ya da hülya gibidir: Hayat savaşa ve bir yolcunun geçici konaklamasına benzer, ölümden sonra ün de unutulur.
Sayfa 19 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Albert Einstein
Kendi yarattıklarını cezalandıran ya da ödüllendiren, biz insanlarınkine benzer istekleri olan bir Tanrı'yı benim aklım almaz. Bedeni ile öldükten sonra yaşayabilecek bir insan da düşünemem. Zayıf yürekliler, korku ya da gülünç bir bencillikle bu çeşit düşünceleri beslesinler istedikleri kadar
Niçin insanı değerlendirirken sarılıp sarmalanmış, kundaklanmış olarak bakıyorsunuz ona? O zaman hiç de kendinin olmayan yanlarını göstermiş, gerçek değerini verdirecek yanlarını saklamış olur. Aradığınız kılıcın değeridir, kının değil. Kınından çıkınca belki de beş para vermezsiniz kılıca. İnsanı kendi değeriyle ölçmeli, süsü püsüyle değil. Eskilerden birinin pek hoş olarak dediği gibi: Bilir misiniz niçin büyük görünür o insan size? Topukları yüksek de ondan. Taban heykelden sayılmaz. Ayakkabılarını çıkarıp öyle ölçmeli boyunu insanın: Parasını pulunu, şanını şerefini bir yana bırakıp bir gömlekle çıksın karşımıza. Bakalım bedeni işine elverişli mi, sağlam, zinde mi? Kafaca nasıl? Hoş mu, yetenekli mi, gerekli her tahtası yerinde mi? Düşünce dağarcığı kendinden mi, başkalarından mı?
Sayfa 268 - Cem Yayınevi 1972 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.