Yani... Ne deseeemmm, ne yazsaaaam. Bakıyorum öyle. Kendim için inceleme yazıyorum sonuçta, başkaları için yazmıyorum. İleride baktığımda kitabı okurken oluşan hislerimi inceleme yoluyla hatırlamak için yazıyorum, bu yüzden de İncelemelerde hislerimi yazmaya çalışıyorum çünkü biliyorum ki kitabın olaylarını benden çok daha iyi çözümlemiş, üstüne
Kitabın yöntemi:
“İslam’ da eğitimin yeri nedir?” sorusuna karşılık; genel olarak “Oku!” cevabını dikkate alan yazar, Alak suresinin ilk beş ayetini gündemine almıştır. Ardından gelen sorulara cevap bulabilmek için nitel araştırma deseninde gerekli kaynakları incelemiş ve Kur’an’ı anlamaya yönelik yapılan eserlere değinmiştir. Temel
Ölümü içselleştiren bir yazarın başaralı bir kurgusu. Zaten acı bir gerçekten bahsederken bile okuru kitaba bağlamayı başarmak Stefan Zweig'in üstesinden gelebileceği bir şey.
Kitaptaki karakter tanıtımı aşamasında anlatıcı, Çentoviç'ten bir dâhi olarak söz ediyor. Fakat girişte, Çentoviç'in entelektüel cehaletin yüz bulmuş hâli olduğu
Bir insanın düşünceleri ve mizacı nasılsa Tanrısı da öyledir; insanın ne kadar değeri varsa Tanrısının değeri de o kadardır. Tanrı bilinci aslında kendilik bilincidir, Tanrı bilgisi kendilik bilgisidir. Tanrısına göre insanı bilirsin ve insana göre Tanrısını; bu ikisi özdeştir. Tanrı insan için neyse, kalbi ve ruhu da odur; tam tersinden düşünürsek, Tanrı içsel doğanın kendini gösteriş biçimidir, insanın kendini ifade etmesidir. Din, insanın gizli hazinesinin heybetli biçimde açılmasıdır, gizli düşüncelerinin ortaya serilmesidir, aşk sırlarının açıkça itiraf edilmesidir.
İnsan kendi doğasını kendi içinde bulmadan önce kendi dışında görür. Kendi doğasını ilk aşamada başka bir varlığın doğası olarak düşünür. Din insanlığın çocuksu halidir ama çocuk kendi doğasını -insan- kendi dışında görür; çocuklukta bir insan başka bir insan biçimiyle kendi kendisinin nesnesidir. Bu nedenle, dinin tarihsel gelişimi şöyledir: Erken bir din tarafından nesnel olarak kabul edilen şey şimdi özneldir; yani önceden Tanrı olarak tefekkür edilen ve tapılan şey şimdi insani bir şey olarak algılanmaktadır. Önce din olan şey daha sonraki dönemde putperestlik haline gelir; insanın kendi doğasına hayran olduğu görülür. İnsan kendisini nesnelleştirir ama kendi doğasının nesnesini tanıyamaz; sonraki bir din ileri doğru bir adım atar; dindeki her ilerleme bu yüzden kendilik bilgisinde derinleşme anlamına gelir.
Ludvig FEUERBACH
--Spoiler Uyarısı--
Samantha Young tarafından yazılan bu kitap kesinlikle oldukça sürükleyiciydi.
Yazar akıcı ve yalın bir dil kullanmasına karşın kitap boyunca çok fazla yerde(özellikle ilk 100 sayfada) pek de bilinmedik müzik gruplarının isimlerine sıkça yer verilmesi yer yer anlatımdan kopmama sebep oldu.
Konusunda gelirsek; Ruh yiyici olarak bilinen bir türe ait olan Eden,kendi içine kapanık insanlardan uzak durmayı tercih eden bir karakterdir.Türünün özelliği olarak yakında ailesi tarafından hazırlanan bir merasimde bir insanın ruhunu tamamen alması gerekmektedir.Eden'ın ailesi türünün gerekliliklerini tüm vahsiliği ile yerine getirse ve bu vahşetten büyük keyif alsa da Eden farklıdır.Eden insanları öldürmek istemiyordur.Fakat eğer merasimi gerçekleştirip bir insanın ruhunu emmezse bu onun sonunu getircektir.Bu süreçte hiçbir şeyden haberi olmadığını düşündüğü en yakın arkadaşı Noah ve çok sevdiği abisi Stellan onu hayata bağlamaktadır
İnsan olduğunu düşünüp onu kendinden bile korumaya çalıştığı en yakın arkadaşı Noah'ın aslında bir Ruh yiyici avcısı,bir Ankh olduğunu öğrendiğinde işler çok başka bir boyuta dönecektir.Eden'ın ailesi ve geçmişiyle ilgili öğrenmesi gereken çok büyük şeyler vardır...
Serinin daha ilk kitabı olduğundan dolayı Eden'ın karakter gelişimi devam etmekte.Kitabın sürükleyiciliği ise çok iyi,okurken sayfalara dalıp günü gece ettiğimi fark etmediğim bir kitap oldu kendisi.Young'un anlatımını da bu serinin konusunu da çok beğendim.Eğer siz de epik fantastik/macera tarzı kitapları seviyorsanız bu seriye bir şans vermelisiniz
Kutsanmış KanSamantha Young · Martı Yayınları · 2012258 okunma
Kitap; kendimiz, yaşamımız, ilişkilerimiz konusunda bilincimizi donatmak için ve 'iletişim ve etkili yaşam' seminerini yansıtacak biçimde yazılmıştır. Yazar seminerin içeriğini oluştururken, zaman zaman, daha önce yazmış olduğu kitaplarda ele aldığı kavramlardan ve örneklerden yararlanmıştır. Kitabın amacı için ise; 'zihninizi açmak'