Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yazında moderni anlatan anahtar iki roman üzerine küçük bir not:
Roman tahlillerinde eğer romanın konusu bir aşk hikayesi ise, roman genel olarak aşık, maşuk ve rakipten oluşan bir aşk üçgeni ile tahlil edilir. Bu üçgen, hem klasik hem de modern roman metinlerinin tahlilinde işleyen bir üçgendir. Doğu'daki mesneviler ve Batı'daki romanslar hep bu aşk üçgeni ile kurulur. Klasik metinlerde ise bu aşk
Aristoteles, hemen sonra şu soruya geçer: bir nesne ile onun neliği arasındaki ilişki nedir? Yanıt, bunların özdeş olduk.lan yolundadır: ve bu da bizi şaşırtır çünkü nesne tamamen somutken, nelik bütünüyle soyut­ tur. Bu şaşırtıcı sava sunduğu başlıca gerekçe, nesnenin, kendisi ile aynı tözden olması ve neliğinin ise nesnenin tözüyle adlandırılıyor olmasıdır. Kategoriler, buradaki soruna açık bir çözüm sunuyor gibi görünmektedir. Mesela Sokrates, birincil tözle özdeştir ve neliği onun ikincil tözüdür. Ama Metafizik'in Zeta kitabında Aristoteles, 'ikincil töz' ile gerçekte neyin kast edilmekte olduğu sorusuna yanıt bulmaya çalışmaktadır. 'Sokrates insan­ dır' cümlesindeki 'insan' neye işaret etmektedir? Aristoteles'in sunduğu ilk yanıt Platon'a aittir: bu cümledeki insan, Sokrates'ten ayn bir şey olan İnsanlığı temsil eden bir sözcüktür. Aristote­ les Üçüncü İnsan argümanının değişik bir biçimini kullanarak, bunun hiç de böyle olmadığını gösterir. Eğer bir at, neliğinden ayn olsaydı, atın neliği de kendi ayn neliğine sahip olur, bu böyle sonsuza dek giderdi. Aristoteles söz konusu bölümü şu ifadelerle noktalar; 'Yani şeyler için birincil olanın, şey için özsel olarak söylenenin ve özün bir ve aynı şey olduk.lan açıktır' (Z. 6. 1032a8).
Sayfa 250Kitabı okudu
Reklam
HK
"Ümmetimin en hayırlısı kuranı öğrenen ve öğretendir" s.a.v. Vahiyde 3 ayet "ikra" diye baslar Ve İkra "tanımla" demektir, "oku" demek değildir 1.ikra alak suresi 1.ayet Ve Ayetin karakteristigi "isim" ve "insan" kavramlaridir Bu boyut "ikra" yi bu kavramlar tefsir eder Bu
Yeni paradigma - Fenomenoloji
Husserl’e göre bilimin bunalımı, aslında Avrupa insanının bunalımıdır. Bu bunalım, insanın varlık nedeninin ve varlık yapısının (ing. existence) sarsılmasıdır. Bilim, insan düşüncesinden koptuğu için bu durumdadır. Halbuki insan, öznellik çerçevesinde anlam kazanmaktadır. İnsan sadece dış dünyadan gelen verileri alan bir mekanik yapı değildir. Bunun yanında insan, bu sürece kendinden de bir şeyler katar. Ben'in anlam veren bir özelliği vardır ve bilgi, bu anlamı verme etkinliğinden doğar. Bilim, tıpkı Bergson'un eleştirilerinde olduğu gibi, insanın ruhsal yanını unutmuştur. Bu sebeplerden ötürü, yeni bir yönteme, yeni bir düşünme yoluna ihtiyaç vardır.
MUTLULUK-MUTSUZLUK!
insan mutlu olmak zorunda mıdır? ya da insan denilen canlı mutluluğu aramakla geçen ömründe gerçekten mutlulukla karşılaşır mı? bu iki soru bağlamında mutluluğun tarihsel düzlemde farklı açıklamaları olduğu gibi tek düze varsayımları da mevcutur. işte bu iki açıklama üzerinden mutluluğun neliği ve insanın aradığı mutluluk postularları bireyin
21 öğeden 16 ile 21 arasındakiler gösteriliyor.