Doğayı tüketmek yerine korumanın önemli olduğunu, ağaç boylarını aşmayan bahçeli evlerde yaşamayı, yeşile bakmayı, çimenlerin üzerinde yalınayarak yürümeyi, kuşları dinlemeyi, rüzgârda serinlemeyi, dere suyundaki menevişlere dalıp dayal kurmayı kaç anne baba biliyor ve hatta bundan haz alabiliyor. Kaç anne baba insandan başka canlıların da toprakta, havada, suda, velhasıl yer yüzünün bütününde haklarının olduğunu akla getirmek dâhil, çocuğuna aktarıyor veya devinimleriyle örneğini gösterebiliyor. Daha alt kültür tabakalarında, cahil cesaretinin beslediği bilinçsiz ve içgüdüsel, vahşi devinimlerin insanın değerini iyice düşürdüğüne Tanık oluyoruz; ne yazık ki! Yani yoksulluk zemininde cehalet ve cesaret, hırsı tetikliyor ve görgüsüzlüğe beslenmiş hâliyle kamçılayıp paçozluğa doğru alıp götürüyorum; ucu nereye kadar vurur, kimleri ezerken kimleri yeşertir ve boy arttırır, bilinmez."