Tanısın tanımasın rastladığı her insana “selam” veren... Hal-hatır sorma babında iki kelam eden... Görmediği tanıdıklarına selam söyleyen... Tanıdıklarına hayır dileyen... Yaradan’dan ötürü yaradılanı seven... Farklı inanç ve ırklara mensup insanları hor görmek yerine hoş gören... Hayatını “sevap” üzerine inşa eden... Tevazuu insanlık mertebesi sayan... Kulluğu “özgürlük” olarak algılayan... Sohbet ve muhabbeti hayatın vazgeçilmezi yapan... İnancını ibadetle renklendiren bir “kulluk” şuuru içinde gelişimini tamamlayarak, dünya örneğine dönüşen bir toplumdur. İşte bu yüzden, Sinan, “El-fakir’ul-Hakir Ser Mimaran-ı Hassa” (Değersiz ve muhtaç kul, saray özel mimarlarının başkanı) yazılı bir mühür kullanmış, sanatını ve maharetini “kulluk”la taçlandırmıştır. Eserleri, “kul” kimliğinin sanat ve estetikle bütünlenmesi halinde ulaşılabilecek seviyenin göstergeleridir.
ŞERİATI DOĞRU ANLAMAK...
- "Şeriat bir kalıp değil, bir ruhtur! Böyle görmeyen, ister onun lehinde, ister aleyhinde olsun yanlış neticelere varır. Demek oluyor ki, şeriat hiçbir zaman donmaz, hiçbir devrin gerisinde kalmaz; zira bir ruh, o ruha uygun bütün kalıplarda yürüyücüdür. Şeriat, yeryüzünde en uzun süre hüküm sürmüş, gelmiş geçmiş en ideâl hukuk sistemidir.
Reklam
Allah Teala'nın Rasûlü'nün azametini idrak etmek ve Onu "Resulullah" kabul etmek, dolayısıyla emrlerine uymak ve yasaklarından sakınmak,Allah Teâlâ'nın sevgisinin ve korku- sunun müşahhas misali ve alâmetidir.Şu halde Ona uymayanlar, insanlık şerefinden o nisbette düşmektedirler. Düşüş noktasından Peygamber'e bakanlar, Peygamber'i peygamber olarak değil,Abdullah oğlu Muhammed gördüklerinden dolayı hak yoldan saptılar ve saptırdılar.
İSLÂM'I YÜCE TUTMAK İÇİN...
- "Bizim Müslümanlara anlatamadığımız temel mesele şu: Bugünkü Müslümanların İslâm anlayışları, içinde yaşadıkları çağın gerçeklerini kavramaya ve gereklerini yerine getirmeye yetmiyor. Bundan da sanki İslâm bu çağın gerçeklerine hitap etmiyormuş ve onun gereklerini bilmiyormuş anlamı çıkıyor. Bir Müslüman için bundan daha büyük bir günâh
"Onların lideri olan Hz. Peygamber, (s.a.s) kendinden önce gönderilen bütün peygamberlerin önderi, insanlık tarihinde geçmiş ve gelecek bütün devlet başkanları ve komutanlara örnek olması gereken bir insandı... Ne mutlu O'nun ümmetindenim diyene!.."
İnsanı terbiye ederek nefsinin kötülüklerinden arındırmayı amaçlayan TASAVVUF aynı zamanda bir MERHAMET OKULUDUR. Tasavvuf; insanın terbiyesi, kalbi ve ruhi tekâmülü yani yükselmesi ve gelişmesi için ortaya koyduğu metotlarla insanı, insanı kâmil yapma yoludur. Türk İslam tarihinin her döneminde tasavvuf kurduğu tarikat ocaklarıyla önce insanı
Reklam
310 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.