Bir Gecelik Tutuklanma: 14 Mart 1973 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Atsız'ın tutuklandığına dair bir haber vardır: "Yazar Nihal Adsız, hakkında kesinleşmiş bulunan bir yıl iki ay hapis cezası için çıkarılan yakalama müzekkeresi uyarınca Emniyet Müdürlüğü İnfaz Bürosu tarafından dün tutuklanmıştır." (Akgöz 2016: 232'den). 12/13
Yaşadığımı hatırlıyorum, cenazelere katılınca
Neyi gizlediğini öğrenmiş bir duvar gibi
Evindesin, yani çok uzakta.
Her sabah kapının önünde bulduğum hevesi,
Alıp bırakıyorum diğerlerinin yanına.
Daha Uzağa Gidemedim
...
Bense yalan söylemeliyim masaya oturmak için
Anons edilmemiş sır kalmadı çünkü cebimde
Cephanemi tüketti hedefsizlik
Nereye gitsem ilk korku sıktı elimi
"Sen benim bu hayatta gördüğüm en yalancı ve en kötü kalpli insansın Hazar." dedim içimdeki öfkeyi bir bir saçarak, "Keşke o gün bir yolunu bulsaydım da kaçabilseydim
buradan! Ya da keșke sen o gün..."
"Söyleme," dedi Hazar, "Yalvarıyorum, söyleme... Sus."
Yalvarıyordu, dolu gözleri gözlerime korkuyla bakıyordu. Sanki söylediklerimi duyacak olmak onun en büyük korkusuydu. O kadar iyi rol yapıyordu ki bir başkası olsa ona inanırdı. Oysa ben artık ona inanmayı bırakmıştım. Hazar'a inanma defteri benim için bu akşam tamamen kapanmıştı
"Keşke..." diye söze girdim az önce yarm kalan cümleme devam etmek için, "Keşke sen o gün ölseydin."
_Ben sana bok demem. Boklar duyar ar eder. Bir zerren düşse boka, onu da mundar eder. Tanrı senin hamurunu, necasetle yoğurmuş. Anan seni sıçar iken, yanlışlıkla doğurmuş.
_Rakı, şarap içiyorsam sana ne? Yoksa sana bir zararım içerim. İkimiz de gelsek kıldan köprüye. Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim
_Göbekler perçin olmuş, hava geçmez aradan.