Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İpek İPEK

208 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Botter Apartmanı
Botter Apartmanı’nı okurken bir büyü sardı beni… Kitaptaki her mekanın bir anlamı, bahsedilen her karekterin bir geçmişi,öyküsü, derini vardı. Yazarı bu kadar farklı kişilikleri, olayları bu kadar yalın, açık bir dille anlatabildiği için tebrik ederim. Kitabı okurken karekterler nerede birbirine bağlanacak diye düşündüm, kendimce hep bir sonraki adımı hayal ettim. Kuşkusuz okuması çok haz verici bir kitaptı. Kitapta tek hoşuma gitmeyen kısım; son birkaç bölümü oldu. Kitabın son bölümüne varmadan birkaç bölümde anlatılan olay konudan bağımsızdı. Bence daha farklı olay örgüleriyle konu finale bağlanabilirdi. Yine de herkese iyi okumalar diliyorum.
Botter Apartmanı
Botter Apartmanı
Ayşe Övür
Ayşe Övür
Botter Apartmanı
Botter ApartmanıAyşe Övür · Remzi Kitabevi · 2019578 okunma
Reklam
500 syf.
·
Puan vermedi
·
64 günde okudu
Keşke
Uzak ve yakın tarihimizin, tarihsel gerçekliğimizin, millet olarak özümüzün tarif edilemeyecek kadar saydam ve güzellikle sunulduğu bir dönem kitabıdır. Öyle bir kitap ki Keşke, ismi geçen her karekterin bir hayat hikayesi vardır. Sabia (Nedret Öğretmen), Fikret Sağlam, Sabia Sağlam, Mehmet Doğan, Tarık ve annesi, birde Leyla… Kitapta
Keşke
KeşkeSema Soykan · Alfa Yayınları · 2021761 okunma
512 syf.
·
Puan vermedi
·
69 günde okudu
Ben bu kitabı tamamen kadere teslimiyet olarak değerlendiriyorum. Mary Stuart da kaderine teslim olmuştu. Daha 6 günlükken İskoçya kraliçesi ünvanını almıştı, onun için izlenecek çok fazla yolu yoktu. Tahtını korumak zorundaydı. Düşmanı çoktu. En büyük düşmanı da - hayatını sonlandıran- kendi kanını taşıyan kuzeni Elisabeth'ti. Mary Stuart'ın etkileyici bir güzelliği, cazibesi, kararlılığı ve cesareti vardı. Hırslıydı, başarılıydı,korkusuzdu. Son anına kadar hiç vazgeçmedi, korkmadı. " Kraliçe olarak var oldum, kraliçe olarak yok olacağım!" dedi ve ne kadar ünvanı alınmış olsa da - bana göre- bir kraliçe olarak öldü. Hatalar y aptı, yanlış seçimler yaptı. Bazen kendini de topraklarını da tehlikeye attı. Ama hepsinin arkasında dim dik durdu. Bir tek kendisine oynanan oyunlara mağlup oldu... Elizabeth ise hep korkaktı, garanticiydi, verdiği kararların, isteklerinin arkasında duramayacak kadar korkaktı. Yaşananlara gözlerini kapattı ve o şekilde tahtına tutundu. Ona sığınan bir kraliçeyi, üstüne üsttlük kendi kanından olan kraliçeye sahip çıkmadı. Onun başarısı sadece elinde bulunan taht gücünden geliyordu. İşk defa bir biyografi yazısı okuyorum. Ve ilk cümlemdeki gibi tamamen kadere teslimiyet hikayesi. Eğer Mary daha altı günlükken böyle bir sorumluluğu üstlenmek zorunda kalmasaydı, normal halkktan biri olsaydı ya da daha çocuk yaşta evlendiği eşi II. François ölmeseydi ve Mary Fransa kraliçesi olarak kalsaydı sonu böyle olur muydu acaba? İşte tamamen kaderdi, tüm bunları açıklayan. Çok iyi bir biyografi eseri. Mutlaka okuyun derim. İyi okumalar
Mary Stuart
Mary Stuart
Mary Stuart
Mary StuartStefan Zweig · Can Yayınları · 2019744 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 günde okudu
Mutluluğu kaybettiğin yerde arama !
Beyhan Budak ile psikolojik olarak kendimi yetersiz hissettiğim bir zamanda youtube videolarıyla tanıştım. Devamında instagram sayfası ve kitapları geldi. Kitap o kadar bizden ki. Sanki kendisiyle beraber oturmuşum, sıkıntılarımı anlatmışım da o da bana tavsiyeler vermek için bu kitabı yazmış. Gerek kitabın adı, gerek konu başlıkları gerek içerikler olsun çok beğendim. Mutluluğu Kaybettiğin Yerde Arama, herkesin kendinden bir parça bulabileceği bir kitap. Öncelikle Sevgili Beyhan Budak'a böyle değerli bilgilerini bize ulaştırdığı için teşekkür ederim. Daha sonra da hepinize bu kitabı okuma listenize eklemenizi ve en kısa sürede okumanızı öneririm. Herkese bol okumalı günler diliyorum.
Beyhan Budak
Beyhan Budak
Mutluluğu Kaybettiğin Yerde Arama
Mutluluğu Kaybettiğin Yerde Arama
Mutluluğu Kaybettiğin Yerde Arama
Mutluluğu Kaybettiğin Yerde AramaBeyhan Budak · Sahi Kitap · 20214,325 okunma
328 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Cem Seymen'in "Özgürlüğün Rengi Mavidir" kitabı, bana umut olması, hayata dair farkındalığımın ve düşüncelerimin artması için önerilen bir kitaptı. Cem Seymen ile de bu kitapta tanıştım. Cem Seymen'in anlatmak istediğini bu kadar net ve akıcı anlatması beni çok etkiledi ve kendime onu daha önce tanımadığımdan dolayı kızmama sebep oldu. Neyse ki öğrenmenin geç kalmışlığı olmaz. Farklı coğrafyalarda ve farklı zaman dilimlerinde, aynı sorunları yaşamamız tesadüf değildir diye düşünüyorum. Demek ki hala kendi içimizde/ ülkemizde bazı şeyleri aşamamışız ve Cem Seymen bunları çok net ve açık bir şekilde tüm gerçekleriyle bizlere aktarmış. Tabi sadece negatif şeylerden bahsetmemiş yazarımız. (öyle olsa "aman içimiz karardı" diyerek bırakabilirdik değil mi?) Biz gençlere kendi umutlarını, başarılarını, bazen de başarısızlıklarını anlatarak yolumuzu aydınlatmış. Nasıl düşersek düşelim, nasıl kalkacağımızı bize göstermiş, "Paranız biterse, çalışın; mesleğiniz sizi geçindirmiyorsa, yeni meslek edinin" demiş. Bize de bu bilgileri kullanmak düşer. Sevgili okurlar; kendi gerçeklerinizi görmeniz, umudunuzu kaybetmeden, yeni umutlar edinmeniz ve kendinize daha güzel bir dünya kurmak için bu kitabı okumalısınız. Herkese iyi okumalar diliyorum. :)
Özgürlüğün Rengi Mavidir
Özgürlüğün Rengi MavidirCem Seymen · Destek Yayınları · 2020318 okunma
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Herkese iyi pazarlar :) Uzun bir yolculuk öncesi okumuş olduğum en verimli kitaplardan bir tanesiydi. Kitap bilgileri , Doğan Cüceloğlu ile Deniz Bayramoğlu'nun arasında geçen soru-cevap tarzı bir röportajla bize aktarıyor. Bol bol notlar aldım. Size de bu kitabı notlar alarak, sindirerek, düşünerek ve öğrenmeye açık bir zamanınızda okumanızı tavsiye ederim. Doğan Cüceloğlu ile henüz 14 yaşındayken bir öğretmenimin tavsiyesi üzerine Savaşçı kitabıyla tanıştım. O zamanlar tabi ne demek istediğini tam anlayamamıştım. Ama mutlaka Savaşçı'yı ve diğer kitaplarını tekrar okuyacağım. Çünkü inanıyorum ki geçen 8 yıllık süreçte algım ve anlayışımda büyük değişiklikler olmuştur. Kitap 14 bölümden oluşuyor. Ve bu bölümler herkesin özellikle öğrenmek ve Doğan Cüceloğlu ile sohbet etmek isteyeceği bölümlerdir. Doğan Hoca bu bölümlerde çıkış noktasını hep "biz" olmanın önemiyle birbirine bağlamıştır. Doğan Hoca'ya göre hepimiz hayatta bir ekibiz. Bu yüzden "ben" 'likten çıkıp "biz" olduğumuzu özümsemeliyiz. Bunu nasıl yapmalıyız? Önce bir birey olduğumuzun farkına varacağız. Sonra ekibin üyesi olduğumuzu görüp sorumluluk almaya başlayacağız. ve kendimiz de dahil herkesin hayrına sorunu çözmek için kollarımızı sıvayacağız. Yani toplum içerisinde "ben, sen, o " değil "biz "; "sorun kaynağı" değil "sorunu çözen" olacağız. Anlatılacak, söylenecek o kadar çok şey var ki kitapla ilgili, anlatmak için seçemiyorum. En iyisi okuyan seçsin :) Mutlaka okumanızı öneriyorum. İYİ OKUMALAR DİLERİM.
Var mısın?
Var mısın?Doğan Cüceloğlu · Kronik Kitap Yayınları · 202126,9bin okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
FARKLI ZAMANLARDA VE MEKANLARDA AYNI ACILAR
1911 yılında Triangle Gömlek Fabrikasında çalışan hemşire Clara Wood, fabrikada çıkan yangında; hakkında tek bildiği ona kör kütük aşık olduğu adamı kaybetmesiyle kendine Manhattan'a bir daha gitmeyeceğine dair yemin eder ve Ellis Adası'ndaki bir hastanede çalışmaya başlar. Fakat bu yemin bir göçmenin hastaneye gelmesiyle bozulacaktır. Hemşire Wood, hastanın acısını, kendi acısıyla özleştirerek ona yardımcı olmaya karar verir. Ve bu hemşirenin hayatını değiştirecek, onun bilmediği sır perdelerini kaldıracak ve onu tekrar aşık edecektir. 2001 yılında, kocasına hamile olduğunun müjdesini vermek için Kuzey Kule'de buluşmayı öneren Taryn olacakları nereden bilebilirdi ki? Taryn ile Kent'in buluşacakları vakitte İkiz Kule saldırısı olmuştu ve Kent orada hayatını kaybetmişti. Taryn ise önce çıkan acil bir iş sebebiyle sonrasında ise bir çiçekçi sayesinde hayatta kalmıştı. Ama yalnız değildi, onun her zaman yanında kalacak bir kızı vardı; Kendal. Yaşadıkları olay ve acının benzer olduğu Clara ile Taryn; 2011 yılında Taryn'in çalıştığı dükkana müşterinin kadife çiçekli bir şal getirmesiyle başlayan, devamında 2001 İkiz Kule Saldırısı hakkında çıkan bir haberle geçmişin perdelerini aralayan, Taryn ile çiçekçinin yıllar sonra bir araya gelip o kadife çiçekli şalın Taryn'in eline geçmesiyle devam eden olay örgüsü bu iki acılı kadını bir araya getirir. Ben bu kitabı okurken çok etkilendim. Bakalım siz neler hissedeceksiniz? Herkese iyi okumalar dilerim.
Kadife Çiçekleri Düşerken
Kadife Çiçekleri DüşerkenSusan Meissner · Arkadya Yayınları · 2016249 okunma
488 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Kırmızı Şemsiyeli Kız
Yine savaş, yine savaşın özellikle çocuklara olmak üzere insanlara etkileri..... Oxford'da bir tarih öğrencisi olan Kendra Van Zant, İkinci Dünya Savaşı'nda Londra'ya yapılan Büyük Baskın bombardımanına şahit olan Isabel MacFarland ( gerçek adı ile Emmeline Downtree ) ile röportaj yapma şansını yakalamıştır. Artık yaşanmışlıklar tüm saydamlığıyla
Kırmızı Şemsiyeli Kız
Kırmızı Şemsiyeli KızSusan Meissner · Arkadya Yayınları · 2017323 okunma
626 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
34 günde okudu
Benim Güçlü Jane'im.....
Herkese merhaba, Jane Eyre ilk başta benim için tavsiye üzerine okumaya karar verdiğim bir kitaptı. Ama benim için böyle bir yer edineceğini düşünmüyordum. Ne konusu hakkında bir şey biliyordum, ne de bu kadar muhteşem bir eser olabileceğini bekliyordum. Evet Jane Eyre muhteşem bir eser. Dili çok yalın, anlatımı da çok açık, yani herkesin rahatlıkla okuyup anlayabileceği türden bir kitaptır. Ah! Benim minik, güçlü Jane'im. Daha küçücük kızken, yürekliliğin, o iyi kalbin, dayanıklılığın beni kitap boyunca o kadar etkiledi ki..... Yaşın büyüdükçe bu özelliklerine bir de iraden eklendi. Hem aklını hem kalbini dinleyip, iradenle yaptığın onca şey ... Bize bir kadının ayakları üzerinde nasıl durabileceğini, güçlü ve iradeli olursa neleri başarabileceğini çok iyi öğrettin. Mr. Edward Rochester.... Kitapta bahsedildiğin ilk cümleden itibaren Jane ile aranızda unutulmayacak, sonsuz bir aşk yaşanacağını o kadar iyi biliyordum ki. Zaman zaman sana kızdım ama ikiniz için hep bir umudum vardı. Şunu da belirtmeliyim ki; senin sonunu hiç bu kadar acıklı beklemiyordum. Hatta Jane ile başka şartlarda tekrar buluşacağınızı tahmin ediyordum. Ama siz, bana (sanıyorum ki okuyan herkese) gerçek aşkın; yaşa, statüye, dış görünüşe bağlı olmadığını ve asla unutulmadığını öğrettiniz. Çok uzattım farkındayım :) Ama şunu mutlaka belirtmeliyim, BU KİTABI MUTLAKA OKUMALISINIZ! Herkese iyi okumalar dilerim.
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 201831,1bin okunma
408 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
MADELINE MİLLER - BEN KİRKE
MADELINE MİLLER - BEN KİRKE Madeline Miller'in Ben Kirke kitabını almak için o kadar çok bekledim ki... Kitabın adını duyana dek ne yazar tanıdığım bir yazardı ne mitoloji ilgilendiğim bir türdü. Ama Ben Kirke beni bir büyü gibi bağladı kendine. İlk bulduğum fırsatta da aldım elime bu kitabı. Başlarda bitecek diye okumaya kıyamadım. İtiraf etmem gerekirse, mitoloji bilgim olmadığından kaynaklandığını düşünüyorum ki ,kitabı ve karakterleri algılayamadım bir süre. Ama sonra alıştım ve anladım. Kirke'nin o muhteşem gücü, dayanıklılığı, kendine olan özgüveni, cesareti ve sayamadığım özellikleri beni o kadar çok etkiledi ki ona hayran kaldım. Neden istenmedi, neden sevilmedi anlayamadım. Anlatılabilecek en güzel şekilde anlatılmış bir kadının, bir varlığın gücü ve düşünceleri. (Zaten bu konuda en beğendiğim alıntıları da sayfama ekledim.) Ben Kirke evet birçok kişiyi , yer yer beni etkilemiş (-yor), yılın en iyi kitabı da seçilmiş ve ben de tüm bu başarılara katılıyorum. Ama belki benim okuduğum ilk mitolojik kitap olmasından dolayı belki de kitaptan daha çok şey ummamdan dolayıdır ki konu akışı bana çok karışık geldi. Olayları birbirine bağdaştıramadım. Bana göre böyle güzel bir konu da açık iletilebilirdi okuyucuya. Tabi herkesin ayrı bir zevki ayrı bir düşünce tarzı var tüm düşüncelere saygı duyuyorum. Ben Kirke'yi okuyacak olan tüm okurlara iyi okumalar diliyorum. Kirke'nin büyüsüne kapılmaya hazır olun.......
Ben, Kirke
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202133,7bin okunma
Reklam
288 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Bir Ömür Nasıl Yaşanır? (Hayatta Doğru Seçimler İçin Öneriler)
Uzun zamandır okumak isteyip, bir türlü fırsat bulamadığım bir kitaptır kendisi. Daha da açık konuşmak gerekirse, bu konuda içinde bulunmuş olduğumuz Pandemi süreci işime yaradı diyebilirim. Kitap gayet sürükleyici ve çok yalın, açık bir dille yazılmış. Kendime göre birçok öneri buldum (Uygulamaya başladığımı bile söyleyebilirim.). Okurken neredeyse her bölüm hakkında notlar tuttum ve bir sürü yeni kelime öğrendim. Size de kitabı bu şekilde ele almanızı öneriyorum. Umuyorum ki sizde bu kitaptan aynı keyfi ve bilgiyi alacaksınızdır. İyi okumalar diliyorum.
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 202055,2bin okunma
138 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Camdaki Kız (Gülseren Budayıcıoğlu)
Gülseren Budayıcıoğlu Camdaki Kız kitabında "SEVGİ" kavramını o kadar güzel işlemiş ki... Meğer yaşamdaki her şey öncelikle kendimize olan sevgimizden, sonra karşımızdaki kişiye/kişilere duyduğumuz sevgiye göre meydana gelirmiş. Ne demiş Gülseren Budayıcoğlu " Hastalık sevgisizlikten, şifa ise her zaman sevgiden, şefkatten gelir." "Kader Motifi" benim önceden hiç duymadığım bir kelimeydi. Ancak çok anlamlı bir kelimeymiş. İnsan kaderinden kaçamıyormuş. Belki de kadere razı olmak kolay geliyor bilemiyorum. Küçükken acı veya tatlı yaşadıklarımız peşimizi bırakmıyormuş ve bu yaşadıklarımızdan kalan izler hayatımız boyunca bizimle beraber gelirmiş. Nereye gidersek gidelim bizim asıl gerçeğimizi yüzümüze vurmaktan da asla çekinmezmiş. Peki biz bu kader motifini değiştiremez miyiz? Hayatımız boyunca bu motife sadık kalmak zorunda mıyız? Hiç düşündük mü kaderimize boyun eğmezsek hayatımız daha anlamlı ve güzel olabilir miydi? Hayatımızda neler değişirdi? İşte bu kitap; birden fazla kahramanı ve bu kahramanlarının birbirinden farklı hayat hikayeleriyle işlenmiş olarak bu sorularımıza cevap veriyor ve bu konuda düşünmemizi, hayatımızı tekrar gözden geçirmemizi sağlıyor.
Camdaki Kız
Camdaki KızGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 201924,3bin okunma
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Irvin David Yalom’un, Friedrich Nietzsce’nin yaşamını, duygularını ve hayata bakış açısını anlattığı biyografik kurgu romanıdır. Josef Breuer ile Friedrich Nietzsche arasındaki tedavi sürecinin; hasta-doktor ilişkisi içerisinde başlayıp zamanla iyi yakın dosta ( “dost” kelimesini kullanmanın ve kendini biri ile bu ilişkiye sokmanın Friedrich Nietzsche açısından çok zor olmasına rağmen ) dönüşme sürecini anlatıyor. Bu süreç; iki tarafında kendilerinden bile sakladıkları bu duyguların düşüncelerin ortaya çıkması, kendi hayatlarına bir başka pencereden bakabilmeleri, imkansız olarak düşündükleri şeylerin imkansız olmadığını anlamaları, sahip oldukları şeylerin ne kadar değerli olduğunu görmeleri ve bazı takıntıların ortak olmasını görebilmeleri gibi durumların anlaşılmasını sağlamıştır. Etkilendiğim yazacak o kadar çok söz ve diyalog var ki; hangisini yazayım, hangisini yazmak daha uygun olur, atladığım önemli bir söz, iletmem gereken bilgi var mı ayırt edemediğimden dolayı yazamıyorum. Ayrıca şunu söylemeden edemeyeceğim: Nietzsche Ağladığında herhangi bir ortamda kitabı anlatmam ya da kitaptan bahsetmem gerekirse kolay kolay cümle kuramayacağım ve beni sadece okuyanların anlayabileceğini düşündüğüm bir kitaptır. Sonuç olarak o kadar gerçek bir süreç olarak yazılmış ki kurgu olduğuna inanamadığım, okumaktan çok keyif alıp bitmesin diye uğraştığım ve son olarak asla okuduğumdan dolayı pişman olmayacağım bir eser. İyi okumalar...
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche Ağladığında
Irvin D. Yalom
Irvin D. Yalom
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,1bin okunma