Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kuran Nedir?" (müthiş bir tanım)
KUR'AN, şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi ve âyât-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedîsi ve şu âlem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri ve zeminde ve gökte gizli esma-i İlahiyenin manevî hazinelerinin keşşafı ve sutûr-u hâdisatın altında muzmer hakaikin miftahı ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı ve şu âlem-i şehadet perdesi arkasında olan âlem-i gayb cihetinden gelen iltifatat-ı ebediye-i Rahmaniye ve hitabat-ı ezeliye-i Sübhaniyenin hazinesi ve şu İslâmiyet âlem-i manevîsinin güneşi, temeli, hendesesi ve avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritası ve zat ve sıfât ve esma ve şuun-u İlahiyenin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, bürhan-ı kàtı'ı, tercüman-ı sâtıı ve şu âlem-i insaniyetin mürebbisi ve insaniyet-i kübra olan İslâmiyet'in mâ ve ziyası ve nev-i beşerin hikmet-i hakikiyesi ve insaniyeti saadete sevk eden hakiki mürşidi ve hâdîsi ve insanlara hem bir kitab-ı şeriat hem bir kitab-ı dua hem bir kitab-ı hikmet hem bir kitab-ı ubudiyet hem bir kitab-ı emir ve davet hem bir kitab-ı zikir hem bir kitab-ı fikir hem insanın bütün hâcat-ı maneviyesine merci olacak çok kitapları tazammun eden tek, câmi' bir kitab-ı mukaddestir..
Mevcudat, müdrik ve alimin malıdır. İlim ile alınır, isimle ahzeder, suretlerinin temessülüyle temellük eder.
Sayfa 211
Reklam
1 soru 1 cevap
EVLENMEK ŞART MI? Değerli kardeşim.. Kimse Robinson Crusoe değildir.O bile bir dost bulduğunda sevinçten zıplamıştı. Kendi başına da dünyanın en huzurlu insanı olan ve hatta doğrudan Rabbine muhatap olabilen Peygamberimiz (a.s.m.) bile, bazen eşine, “Yâ Âişe, konuş benimle!” dermiş, kitaplarda böyle nakledilir. Konuşmak, paylaşmak ve
Ey arkadaş! Bütün lezzetler imanda olduğu gibi, bütün elemler de dalalettedir.
Sayfa 26 - Sözler YayıneviKitabı okudu
Kur'an, bütün âlemlerin Rabbi itibariyle Allah'ın kelâmıdır. •Hem bütün mevcudatın İlâhı ûnvaniyle Allah'ın fermanıdır. •Hem bütün semavât ve arzın Halıkı namına bir hitaptır. •Hem Rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâlemedir. •Hem saltanat-ı âmme-i Sübhaniye hesabına bir hutbe-i ezeliyedir. •Hem rahmet-i vâsia-i muhita nokta-i nazarında bir defter-i iltifâtat-ı Rahmaniyedir.
Sayfa 12 - Sözler YayıneviKitabı okudu
Reklam
Saadet-i ebediye iki kısımdır!
Birinci ve en birinci kısmı: Allah'ın rızasına, lütfuna, tecellisine, kurbiyetine mazhar olmaktır.
... Pek çok ayetler tekerrür/ tekrar etmektedir. Halbuki bu tekrarlar, belağata münafidir, usanç veriyor? Cevap: Ey arkadaş! Her parlayan şey, yakıcı ateş değildir. Evet, tekrar ve tekerrür bazen usanç veriyor, fakat umumi değildir. Her yere, her kelama ve her kitaba şamil değildir, Usanç verici addedilen pek çok zahiri tekrarlar, belagatça istihsan ve takdir edilmektedir. Evet, insanın yediği yemekler, biri gıda, diğeri tefekküh (meyve) olmak üzere iki kısımdır. Birinci kısım, tekerrür ettikçe memnuniyet verir, kuvvet verir, kat kat teşekkürlere sebep olur. İkinci kısmın tekerrüründe usanç, teceddüdünde lezzet vardır. Kezalik, kelâmlar da iki kısımdır. Bir kısmı ruhlara kut, fikirlere kuvvet verici hakikatlerdir ki, tekerrür ettikçe güneşin ziyası gibi, ruhlara, fikirlere hayat verir. Meyve kabilinden iştihayı açan kısımda tekerrür makbul değildir, istihsan edilmez. Buna binaen Kur'an, hey'et-i mecmuasiyle kalblere kut ve kuvvet olup, tekrarı usanç değil, halâvet ve lezzet verdiği gibi, Kur'anın âyetlerinde de öyle bir kısım vardır ki, o kuvvetin ruhu hükmünde olup tekerrür ettikçe daha ziyade parlar, hak ve hakikat nurlarını saçar.
Sayfa 28 - Sözler YayıneviKitabı okudu
Kâinatın ve dolayısıyla insanların hilkatindeki hikmet ve gaye 《 وَ مَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَ اْلاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ 》 ferman-ı celilince ibadettir..Hamd ise ibadetin icmalî bir sureti ve küçük bir nüshasıdır.. "Cinleri ve insanları ancak Bana îman ve ibadet etsinler diye yarattım.." ~Zâriyat Sûresi, 51:56
Reklam
فَاتَّقُوا النَّارَ الَّت۪ى وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ اُعِدَّتْ لِلْكَافِر۪ينَ yani: "Kâfirlere hazırlanan bir ateşten sakınınız ki; odunu, insanlar ile taşlardır."
Sayfa 140Kitabı okudu
"Maalesef, insanlar, teâvün (yardımlaşma) sırrını idrak edememişler. Hiç olmazsa, taşlar arasındaki yardım vaziyetinden ders alsınlar!"
Sayfa 43 - rnkKitabı okudu
Cenab-ı Hak, insanı, kâinata câmi bir nüsha ve onsekiz bin alemi havi şu büyük alemin kitabına bir fihrist olarak yaratmıştır.
Sayfa 17
Evet, beni-âdem, büyük bir kervan ve azîm bir kafile gibi mâzinin derelerinden gelip, vücud ve hayat sahrasında misafir olup, istikbalin yüksek dağlarına ve müzeyyen bağlarına müteveccihen(doğru) kafile kafile müteselsilen(zincirleme) yürümekte...
Sayfa 13 - Sözler YayıneviKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.