Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Haklıyız Kazanacağız !
Türkiye emekçi sınıfı için büyük öneme sahip olan Taksim Meydanı egemen sınıf için bir hezimettir. Emekçilerin genel çıkarının, demokrasinin, ilericilik faaliyetlerinin önüne tüm zor aygıtlarını çıkararak oluştuğu günden bu yana bastıran, emekçilerin en temel sendikal ve örgütlenme hakkının önüne kendi dar çıkarlarını koyan, gerekirse meydanlarda kurşuna dizerek emekçileri katleden faşist bir yapıdadır. Türkiye sermaye sınıfı hiçbir döneminde halka öncülük yapmamış tüm ihaneti ve kompradorluğu sergileyerek halkı batılı tekellere ve yerli işbirlikçisi olan kendilerine peşkeş çekmiştir. Ülkede dinciliği, tarikatları yayan, bilimsel gerçekleri kaldırarak çocukları köhneleştiren, ekonomik krizleri çıkartarak halka vergi yükleyip, kendilerinin vergilerini sildirmek sermayenin yegane çıkarlarıdır. sermaye iktidarın kendisidir. İktidar; sermayenin bir aygıtı olarak görev yapar. Günümüzden bugüne süregelen Türkiye emekçilerinin özgürlük ve demokrasi mücadelesinin baskılanmasının yegane sebebi emekçilerin haklarını bilecek bir yapıya gelerek sömürücü güçlere isyan korkusudur! Diktatörler en çok meydanlardan ve birlikten korkarlar. Halkı bölmeden yönetemeyecekleri gibi direnmeden gelecek olan adil bir düzen yalnızca hayalden ibarettir.
1 Mayıs
Zenginliğini emekçi halkın fukaralığına borçlu olanlar. Eşitliği özgürlükten, adaleti vicdandan ayıranlar. Suyu, ağacı, toprağı soluduğumuz havayı mal diye satanlar. Kadını kölesi, çocuğu mal sananlar. Dini siyasete, siyaseti paraya bağlayanlar. Çıkardıkları her yasa, imzaladıkları her kararnameyle işçi haklarına el uzatanlar. İş cinayetini fıtrat diye anlatanlar. İnsanın insanı sömürdüğü bu düzeni değişmez sananlar kaybedecekler. İşçi sınıfı kazanacak.✊🏻 🛠🔩Gündüzlerin de sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan bir Ülke için… İşçi sınıfı iktidarı mutlaka kurulacak! İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü kutlu olsun.✊🏻👏🏻👏🏻👏🏻💐
Reklam
Cânım Nâzım...
“Türkiye işçileri, kardeşlerim! 1 Mayıs bayramınız kutlu olsun. Bu bayram en büyük bayramlarımızdan biri. Bu bayramı siz Türkiye’de bugün çok ağır şartlar içinde kutluyorsunuz. Biliyorum ve siz de benden iyi biliyorsunuz tabii, hayat pahalılığı, grev hakkınızın olmaması, sendika haklarınızın gayet dar bir halde bulunması… Bütün bunlar Türkiye’de işçi sınıfının yaptığı savaşı, daha iyi günler görmek için yaptığı mücadeleyi zorlaştırıyor. Lakin savaşa devam etmek lazım. Ben şuna kaniyim ki Türkiye işçi sınıfı yalnız kendi sınıfî menfaatleri için değil fakat Türkiye halkının büyük kurtuluşu için, milli bağımsızlığı için de yapılan savaşta ön safta bulunmakta devam edecektir. Bir kere daha kardeşlerim, bir kere daha yoldaşlarım, bayramınız kutlu olsun!"
1 Mayıs
ŞİKAGO DARAĞACINDA DÖRT DELİKANLI İdam sehpasında, yağlı ilmik boynunda bağırıyordu. "Konuşmama izin verilecek mi, ey Amerikalı adamlar? Bırakın konuşayım, Şerif Matson! Bırakın halkın sesi duyulsun." Bırakmadılar. İşaret verildi, kapak açıldı. Yanındaki 3 arkadaşıyla ipte sallanarak can verdi. O günün sabahı. Hücresinde aldı eline
'Tembellik Hakkı-Paul Lafargue'
"Eğer işçi sınıfı, onu egemenliği altına alan ve doğasını alçaltan kusuru kalbinden söküp atsaydı, ancak kapitalist sömürüden başka bir şey olmayan İnsan Hakları için,ancak sefalet hakkı olan Çalışma Hakkı için değil, her insana günde üç saatten fazla çalışmayı yasaklayan tunçtan yasayı örste dövmek için ayağa kalkardı."
İşçi sınıfı birleşirse, dünyayı değiştirebilir.
Yaşasın 1 Mayıs....!!! Biji 1 Gulan...!!! Bertolt Brecht, diyorki; "Kapitalizm, işçiyi bir araya getirmek için tren vagonlarını kullanır, sosyalizm ise onları bir araya getirmek için trenler yapar." Ve sevdigim yazarlardan Emile Zola: "Bir gün, işçiler uyanacaklar ve haklarını talep edecekler; o zaman dünya sallanacak." diye ekliyor.... "Birleşmiş işçilerin dünyası, tüm haksızlıklara ve sömürüye son verecek bir dünyadır." diyen Friedrich Engels'e hak verdikten sonra tüm dünya işçilerinin; 1 Mayıs Dünya Emekçilerinin Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü'nü kutluyorum....!!!
Reklam
Demek ki!
… Demek ki, işçi sınıfı kendi kemerini sıkarak, aşırı tüke­time mahkum edilmiş burjuvazinin midesini ölçüsüzce genişletti. .
Tembellik Hakkı
Tembellik Hakkı
31 Mart Yerel Seçimleri Bağlamında Marksizmin Tarihsel Doğruluğu Üzerine
Bilindiği gibi “Yüzyılın Felaketi” AKP iktidarı, devlet gücünü bütünüyle elinde tutmasına rağmen 31 Mart Yerel Seçimlerinde ağır bir yenilgi tattı. Bir ABD-İngiltere-İsrail yapımı proje partisi olan AKP, emperyalist efendileri tarafından iktidar koltuğuna oturtulduğu 3 Kasım 2002’den beri ilk kez bu kadar ölümcül, tedavisi çok zor bir yara almış
Kültür nereden geldi? a
Erken dönem sanayi kapitalizminin kültürle ilgili daha fazla başarılması gereken bir görevi vardı. Siyaset sahnesine yeni bir aktör çıkmıştı —endüstriyel işçi sınıfı— ve direnç gösteriyordu. Matthew Arnold’un başlığının diğer yarısı olan anarşiyi engellemek için sofistike ve medeni bir kültüre ihtiyaç vardı. Liberal değerler kitlelere yayılmadıkça, kitleler liberal kültürü bozabilirdi. Din geleneksel olarak sıradan insanlarda sorumluluk, saygı, fedakârlık ve manevi terbiye duyguları yaratmıştı. Fakat, endüstriyel orta sınıflar seküler faaliyetler aracılığıyla toplumsal varlığı mitolojiden arındırdıkça ve ironik bir şekilde, değerli bir ideolojik kaynak olan dini inanç azalmaya başlamıştı. Bu nedenle kültür, sanatçıların günlük hayatın dünyevi yönlerini ebedi hakikate dönüştürmesiyle kiliselerin yerini almak zorundaydı. #TerryEagleton lrb.co.uk/the-paper/v46/n...
Türk Devleti ve Türk ulusunun nasıl. ne şartlarda kurulduğu hepimizce malum. Ne kadar ağlasanız da zırlasanız da kudursanız da gerçekler ortada. Ki bu gerçekleri ne ortaokulu, ilkokul seviyesinde bir çocuk gayet biliyor. -Bu raddeye gelecek kadar ne oldu size? Harbiden soruyorum n'oldu? Beyinleriniz yıkanmış. Çok yazık!- Aksi bir görüş
Ebru

Ebru

@marksistimge
·
25 Mayıs 2023 22:15
Türk devleti ve Türk ulusu, 1910'larda Ermeni, 1920'lerde ve 30'larda Kürt ulusunun seri ve toplu cinayetlerinin üzerinden inşa edildi. Bu tarz bir inşayı koruyabilmek ve süreklileştirebilmek için de bütün refleksler ve mekanizmalar, aynı temelde sonraki onyıllarda güçlendirildi. Sorumlusu elbette Türk halkı değil, Türk resmi ideolojisinin kurucu ve uygulayıcı iktidarlarıdır, İttihat ve Terakki'dir, Kemalizm'dir.
Sayfa 8 - SunuşKitabı okudu
627 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.