Bir zamanlar, yolunda giderken tıkanmış ve yarım kalmış bir hikâyenin figüranıydım. Hikâyenin kahramanları işi gücü bırakıp kafayı yazmaya takan, fakat ne yazacağına karar veremeyen bir adam, adamın her hareketini annesine yetiştiren küçük kız ve birkaç sayfa sonra kızı alıp evi terk eden Müzeyyen adlı kadın idi. Bana sorulmamıştı ama, kadının evi terk edişine hak vermiştim. Adam, rüzgârı kendinden menkul, esintili tipin tekiydi.