Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
YALNIZLIĞIN YARATTIĞI İNSAN Pardösüsünün kürklü yakasını kaldırınca üşüdü mü diye baktım. Aslında soluk esmer yüzü balmumu gibi sararmıştı. – Üşüdün, dedim. Kaşını kaldırdı. Yanağındaki çıban yerinde kan yoktu. Durdum. Yüzünü avuçlarıma alıp ovaladım. – Neden böyle oldun, dedim. Güldü. Karanlığa doğru tükürdü. Başını iki tarafa şiddetle
Adam hayatının tamamını bir grilik içinde yaşamış olabilir-toprağı, ağaçları koyu ve karanlık. Olaylar, önemli bile olsalar, yüzleri seçilemeden, solgun yürüyüp gitmiş olabilir. Sonra-nur la birlikte-ağustosböceğinin ezgisi kulağını okşar, toprağın kokusu bir ilahiyle burnuna yükselir, bir ağaç altındaki benek benek ışıklar gözlerini kutsar. O zaman adam dışarı taşar, sel olur, yine de azalmaz. Sanıyorum ki adamın dünyadaki önemi, nurunun niteliği ve niceliğiyle ölçülebilir. Yalnızlık içinde yaşanan bir şeydir, ama bizi dünyaya bağlar. Her türlü yaratıcılığın anasıdır ve her adamı diğerlerinden ayrı kılar.
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
Sen tüm kentten daha yalnızdın, okyanus gibi yalnızlık.. Ve bana geceler yetmiyor. Günler yetmiyor. İnsan olmak yetmiyor. Sözcükler, diller yetmiyor.. Bazı günler elime bir et parçası alamıyorum, ya da o bütün bir cesedi andıran tavuklar. Kızartabiliyorum, ama yiyemiyorum… Yaşamımın en mutlu anlarında da aynı güçle acıyı duymadım mı. Ve