Sürgün arkadaşımla akşam yemeğini lokantada yemiş, herzamanki gibi erkenden evimize dönmüş, odalarımıza çekilmiştik. O, yarı beline dek yatağına girmiş, üşümemek için, palto, bez, çaput gibi şeylerden her nesi varsa hepsini sırtına yığmıştı. Kitabı tutan elleri üşümesin diye, eski çorapları üst üste eldiven gibi ellerine geçirmişti.
Ben de odamda