Ruh ölçümüz, zaman ölçümüz, iş ölçümüz, tarih muhasebemiz, insan ve toplum meselelerini bütün bütüne örgüleştiren ideolocyamız; tek kelimeyle ve dünyada tek örnek hâlinde, bütün bunların yekûnu "İslâm'a muhatap anlayışımız'la geliyoruz!..
Türk, Müslüman Olduktan Sonra Türk'tür Üstad şişeyle suyun terkibi/sentezi olmaz hesabı Türk İslam, Kürt İslam, Arap İslam gibi eklemelere şiddetle karşı çıkıyor. Türk de, Arap da Kürt de Müslüman olduktan sonra Türk, Kürt ve Arap'tır. Büyük Doğu Mimarı bu hususta mealen diyor ki: "Bizim milliyetçilik anlayışımız şudur: Biz insanların
Reklam
Mu’tezililer zati ve fiili sıfatlar arasında bir ayrım yaptılar. Ezeli sıfatlar anlayışını reddetmeleriyle uygunluk içinde bir çoğu, Allah’dan ayrı olmaları şartıyla bu sıfatların ezeliliğini içine alacak dereceye varan semantik bir itirafta bulundular. Hayat, kudret ve ilim gibi zati sıfatlar öyle sıfatlardır ki, Allah’ın bunların zıtlarıyla tavsif edilemeyeceğini ileri sürdüler. Şöyle ki, hayy (diri), kadir ve alim olan Allah için ölü, aciz ve cahil demek caiz değildir. Sevgi, irade, cömertlik, rahmet, kelam, adalet ve yaratma gibi fiili sıfatlar ise Allah hakkında tasdik ya da inkar edilebilirler. Objeleri ile muayyen bir irtibat içinde olan ikinci gruptaki sıfatlar bizim Allah anlayışımız için elzem değildirler, ne de, birinci gruptaki sıfatlar gibi, ezeli olarak Allah’a aittirler fakat sadece ârizi ya da hadistirler. ?
Sayfa 85
"CEMAATLER..."
- "... Eğer bir muhalefet yapılacaksa, Müslümanların bu muhalefeti sahici bir temele oturtmaları lazım. Sürekli muhalefet ediyorlar ama pratikte yaptıkları ise ötekini taklit etmek. Ben Müslümanların bu çelişkiden kurtulmaları gerektiğini söylüyorum. Bu, ötekine karşı savaş ilan etmek değil. Elbette ki ötekiyle de beraber olacağız, arkadaş olacağız, konuşacağız, uluslar arası ilişkilerimiz olacak... Ama kuvveti, iktisadî gücü, Müslümanca bir hayatı bazı şartlara bağlayamayız. Ben fakirken de Müslümanca bir hayat yaşarım, zenginken de Müslümanca bir hayat yaşarım. Buradaki kriter ise peygamberin hayatıdır. Fakir için de kriter budur, zengin için de budur. Kimse bu kriteri değiştiremez. Değiştiriyorsa bu onun kendi sorunudur; ben onu eleştiririm, eleştirme hakkım doğar. Ama takva ve züht bu İslâmî hayatın bizzat kendisidir. Benim zenginliğim bunu benden koparıyorsa demek ki orada bir sakatlık vardır. Şu demektir, İslâmî görünüş itibariyle yani lâfzî anlamda bir İslâm anlayışımız vardı ve onun muhtevası yoksullaştırıldı, içi boşaltıldı. Bugün de rastladığımız bu. Müslümanlar keşke cemaatler halinde olsaydı. Dayanışmadan gelen bereketi kaybettiğimiz için belki böyle bankalara muhtaç olduk..." (Abdurrahman Arslan'la mülakat -Milli Gazete, 11 Nisan 2010)
Ali Bardakoğlu Prof. (Diyanet İşleri Eski Başkanı )
1. İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahirette değil. Yani dünyayı terk et, hiçbir şey yapma, ahirette kazanırsın mesajını vermiyor. Müslümanlar dünya-ahiret dengesini yitirdiler. 2. Biz Müslümanlığı sadece inanma ve namaz, oruç, hac gibi belli ritüelleri yerine getirme olarak algıladığımız sürece bu mahcup edici durum devam
Sorgulamak gerek...
Bugün "İslam, Allah'ın dini olduğu halde niçin Müslümanlar geri?" denildiği gibi. Oysa bu konuda suç Islam'da değil, bizim İslam anlayışımız ve yaşamamızdadır. Nitekim tarih boyunca Müslümanlar, İslam 'ı doğru anlayıp gereği gibi yaşadıkları dönemlerde yeryüzünün en güçlü toplumları olmuşlardır.
Sayfa 31 - hüner yayıneviKitabı okudu
Reklam
113 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.