İnternet ve sosyal medya aracılığıyla tek dünya ve düzen düşüncesiyle toplumlar yeniden şekillendiriliyor. Gün geçtikçe dil yapımız, din anlayışımız ve kültürümüz yozlaşıyor.
Emperyalist akılların yönettiği internet oluşumları üzerinden toplumlar dejenerasyona uğratılıyor. Buna bir örnek de dijital dizi film izleme platformlarından verebiliriz. Küresel güçler özellikle İslam ülkelerinde cinsiyetsizlik düşüncesini yaymaya ve içsellestirmeye çalışıyor. Cinsiyetsizleştirme politikası her geçen gün daha da farklı bir boyut kazanıyor.
Peygamberimiz'in çok eşliliği hem müslümanların hem gayr-i müslimlerin merakını çekmiştir. Bu hususta iki şey söylemek yeterli olacaktır: kendisinden önceki peygamberlerin de çok eşi olmuştur, Bu İslâm Peygamberinin bir özelliği değildir. Ayrıca olayları niteliğinden ziyade niceli ile ilgilenmek şuurlu insanların yapması gereken şeydir. Zira hayatlarının her anını mü'minlere örnek olduğu için bütün Peygamberlerin her işi sırlı birer hâdisedir. Bu sırları çözmek bize düşmez ama anlayışımız bu kavrayışın üstesinden gelecek olgunlukta olmalıdır. Bu söylediklerimiz müslümanlar içindi. Gayr-i müslimlere söylenecek şey ise "sizin dininiz size bizim dinimiz bize" olacaktır.
İnsana göre hak değil, hakka göre insan belirleriz.birilerine göre şekillenmiş bir İslam anlayışımız olamaz. İslam'a göre şekillenmiş insan tiplerimiz vardır.
İnsana göre hak değil, hakka göre insan belirleriz. Birilerine göre şekillenmiş bir İslam anlayışımız olamaz. İslam'a göre şekillenmiş insan tiplerimiz vardır.
Dün bir aradalarmış, bugün baktığımızda ise neredeyse mezhep savaşları yaşayacağız. Neden?
Tek hakikat iddiası ve diğerlerini susturma çabası olmaya başladığı an İslam dünyası sıkıntıya girmiş. Dini düşünce duraklamış, bundan da öte Müslümanlar birbirlerine hayatı zindan etmeye başlamışlar. İlim arttıkça hoşgörü artıyor ve farklı şekilde
Çok imansız bir din anlayışımız var.
50 bin liraya umreye
230 bin liraya hacca gidip
İslam'ın davası diye aç-susuz olan Gazzeli çocuklara dua ediyoruz.
Hiç utanmıyoruz, yüzümüz de kızarmadığı için gören de nur yüzlü diyor.
Peygamber bu durumda hac-umre yapar mıydı sizce?
...✍️🏻—Yavuz Yıldızbaş
"İnsana göre hak değil,hakka göre insan belirleriz.Birilerine göre şekillenmiş bir İslam anlayışımız olamaz.İslam'a göre şekillenmiş insan tiplerimiz vardır.
-" (...) Önce; ne malûm şekilleriyle, ne de malûm zıtlarıyla demokrasi ve diğer sistemler, bizim hasretini çektiğimiz nizâmı misâllendiremez…
Bizim anlayışımız budur!..
Ama İslâm'dan her söz edişte karşımıza geçen demokrasi havarileri ve aslında demokrasinin düşmanı olan demokrasi istismarcılarını, samimiyete davet edebiliriz!.."
Sayfa 150 - "Üç ışık" isimli konferanstan, İBDA YayınlarıKitabı okudu
Üstad Necip Fazıl Türk-İslam, Kürt-İslam , Arap-İslam gibi eklemelere şiddetle karşı çıkıyor. Türk de, Arap da Kürt de müslüman olduktan sonra Türk,Kürt ve Araptır.
Büyük Doğu Mimarı ( N.Fazıl) bu hususta mealen diyor ki: “ Bizim milliyetçilik anlayışımız şudur: Biz İnsanların ırkına ,cesedine ,kimyasına bakamayız. Bizim millet örgütümüzü millet yapımızı Hz.Muhammed (sav) tayin etti.”
Bir gün konferans veriyor. Orada gençler var.Bağırıyorlar, diyorlar ki : “Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar müslümanız!”
Üstadın bu ifadeye cevabı: “Tanrı Dağı bir put ismidir. Hira ise Kainatın efendisine vahyin nazil olduğu sadece bir mekan adıdır ve zıt manalar asla birleşmez.”
İslam sentezi reddeder. Türk -İslam sentezi olursa birileri Kürt-İslam sentezi ile çıkar,
Siz Türk-İslam sentezi ile çıkarsanız birileri Arap-İslam sentezi ile gelir. Yap Hep İslam,Ya hiç islam!
Dolayısıyla N.Fazıl diyor ki :”Bütün davamızın hülasası :”Ne mutlu Müslümanım diyene’dir.”
Türk İslam,Kürt İslam, Arap İslam tipi bir sentezi Hz. Muhammed’in yolu kabul etmez. Eğer kabul etseydi , Allah rasulü(sav) Habeş’li Bilal’le , Rum Suheyb’le, İranlı Selman’la değil , Amcası Ebu Leheb ile yürürdü.
Sayfa 212 - Bu sözler Aynı zamanda İsmet Özel ve diğer sözde dindar milliyetçi geçinenleredir.Kitabı okudu
Bir: Namaz ve vaktinde mi?
İki: Kur’an tilaveti?
Üç: Nafileler ne kadar, sürekli mi?
Dört: İslam anlayışımız nasıl; bir bütün mü, hoşumuza giden keyfimizi bozmayan kadar mı?
Beş: Allah yolunda infak var mı?
Altı: Zikir ehli miyiz?
Yedi: Allah'ın ayetlerini dinlerken ne durumdayız?
Sekiz: Ailemiz nasıl, dinde ailece miyiz yoksa bireysel miyiz?
Dokuz: Allah'a davette, kötülüğün engellenmesinde görevimiz var mı?
On: Arkadaş çevremiz kimlerden oluşuyor?
Kitapta etkilendiğim kısım bu sorular olmuştu. Cevap veremediğimiz belki de verecek cevaplarımız olmadığı için bahaneler ürettiğimiz sorular.. Kitabın içeriği de halimizi güzel bir şekilde tüm konularla izah ediyor. Elimizin altında bulunması gereken ve daima hallerimiz yenilememiz için ve mutlaka okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Halimizin İzahıNureddin Yıldız · Tahlil Yayınları · 2010476 okunma