Müslüman olmayı İslamı yaşamayı ve yaşatma sorumluluğu olarak gören herkesin, içinde yaşadığı toplumu tanımak ve tanımlamak gibi bir zorunluluğu vardır.
"Romanlar sadece kurgulandıkları olayı anlatmaz. Yazarı hakkında verdiği bilginin yanında yazıldığı dönemin sosyo-kültürel atmosferi, siyasi yapısı ve ekonomik durumunu da yansıtır. Bu bilgilendirmeyi özelliklerine göre dönemlere ayırmak veya kategorize etmek eserin karakteristik yapısını ortaya koyar. Örneğin Osmanlı’nın son dönemlerini
İslam’ı tanımlamak, en azından bu çerçevede, Müslümanlann hakkıdır. Müslüman olmayan uzmanlar ve diğer gözlemciler, İslam’ın geçmişi ve bugünüyle ilgili betimleyici, hatta çözümleyici ifadeler kullanabilir, fakat Müslümanların gelecekte ne yapması gerektiğini veya ne yapabileceklerini söylemek onlara düşmez. Bu soruya ancak Müslümanlar cevap verebilir - on dört asırlık zengin ve çeşitli tarih ve kültür mirasından neleri muhafaza edeceklerine, bu mirası nasıl yo rumlayacaklarına ve onu yeni gereksinimlere ve meydan okumalara nasıl uyduracaklarına sadece onlar karar verebilir. Hiç kuşkusuz Müslümanlar tarafından verilen birçok farklı cevap olacaktır; hangi cevabın kabul gördüğü belirleyici olacaktır.