İslam’ı tanımlamak, en azından bu çerçevede, Müslümanlann hakkıdır. Müslüman olmayan uzmanlar ve diğer gözlemciler, İslam’ın geçmişi ve bugünüyle ilgili betimleyici, hatta çözümleyici ifadeler kullanabilir, fakat Müslümanların gelecekte ne yapması gerektiğini veya ne yapabileceklerini söylemek onlara düşmez. Bu soruya ancak Müslümanlar cevap verebilir - on dört asırlık zengin ve çeşitli tarih ve kültür mirasından neleri muhafaza edeceklerine, bu mirası nasıl yo rumlayacaklarına ve onu yeni gereksinimlere ve meydan okumalara nasıl uyduracaklarına sadece onlar karar verebilir. Hiç kuşkusuz Müslümanlar tarafından verilen birçok farklı cevap olacaktır; hangi cevabın kabul gördüğü belirleyici olacaktır.
İslami terim ibadet, Arapçada “köle, kul” anlamına gelen abd kökünden türemiştir, Müslümanlar da gururla kendilerini “Allah’ın kulları” olarak tanımlarlar. İlkten bu, bir müminin Allah’la ilişkisini tanımlamak için ağırca bir ifade gibi görünür, çünkü normalde köle deyince aklımıza sömürülen, aşağılanan insanlar gelir. Ancak bu terimle ilk
Müslüman olmayı İslamı yaşamayı ve yaşatma sorumluluğu olarak gören herkesin, içinde yaşadığı toplumu tanımak ve tanımlamak gibi bir zorunluluğu vardır.